Bunları da Okuyun
Browsing: Abdurrahim Karakoç
Sormayınız, görmeyiniz canlarım Hakkınızı yeyip yutan burada. Dinlisini, dinsizini dinlerim Besmele’ye yalan katan burada. Sofralara viski, havyar dizilir Fiyatınız peçeteye…
Aklımdan geçeni anlayan güzel Şimdi görse bile tanımaz beni… Eski simalara seneler engel Selam verse bile tanımaz beni…Uzak bir şehirde…
Seçimle iş başına gelen yöneticiler Palavra sıka sıka geçirir beş seneyi, Zamanın vitrininde tükense de sevgiler Dolaylı menfaatler doldurur boş…
Görmediğim bir bambaşka durum var Sizin şehrin kızlarında savcı bey! Yaklaşanı ta yürekten vururlar Kan kokuyor gözlerinde savcı bey!Gayeleri gönül…
Uyuyan göllere ay ışığında Sevginin resmini çizsem kim anlar? Tomurcuk ayrılıp gül açtığında Yağmurun saçını çözsem kim anlar?Bir mekan kaplamış…
Mektup derken şiir oldu bak yine Darılırsan ben ölürüm unutma! Taze sarmaşığım hoyrat bedene Sarılırsan ben ölürüm unutma!Birgün güneş olur…
Kesin Nazi kanıdır damarında dolaşan Hitler’in çığırından koşuyor Otto Şili… Adaletten hiç nasip almamış anlaşılan Hukukun duvarına işiyor Otto Şili…Despotluk…
Sılada sılasız kaldım; Suyum garip, aşım garip. Ben kendime gurbet oldum; İçim garip, dışım garip. Bayram diye insem düze, Düşman…
Hesap ettim ayak altı, baş yedi Vallahi nazlı yâr gene geç kaldık. Hınzır bülbül gül dalında leş yedi.. Katmerlendi zarar,…
Hani, eski günlerin iç açıcı havası Hani, eski kuşların göz alıcı yuvası Hani, eski mumyalar, hani eski öküzler Hani, eski…
Kancayı dine taktı tüm sapıklar sürüsü Medyayla yol alıyor dinde reform virüsü Emir yüksek yerlerden verilmiştir belli ki Dikkatle bize…
Ömür dediğiniz nedir? Üç gün hilal, üç gün bedir Haftaya boş kalır sedir Say bir karış, say bir adım Geçti…
Kırmızı çizgilerimiz vardı Asker-sivil üstüne titrerdik Çok çok uzak ülkelerden Mekanik dinozorlar geldiler Kırmızı çizgilerimizi sildiler Kesiliverdi sesimiz soluğumuz Ucuz…
Göl, göl oldu anaların gözyaşı Kan selinde akıyoruz eyi mi? Ateş sardı Malatya’yı, Maraş’ı Kendimizi yakıyoruz eyi mi? Bağlandı yolumuz,…
“Biz-biz” diye avunduk, biz yoktu, “ben”ler vardı Siyaset sofrasında bizi yiyenler vardı…Körpe hayallerimiz kör tırpanla biçildi İşret meclislerinde kanlarımız içildi…Dağlar…
Devletin yufkası, derini yoktu Despotun sıcağı, serini yoktu Rejimin yarası, irini yoktu Daha umutluyduk, daha mutluyduk. Bayram, tarih unutmazdı büyükler…
Açlıktan, tokluktan sual edersen Ocak bizim amma, aş bizim değil. Hırsız çıktı kara yüzlü geceler Uyku bizim amma, düş bizim…
Aha bu mektubu saldığım zaman Köyde kötü şeyler oluyor gene. Pekmeze karıştı olanca saman Pınara sülükler doluyor gene.Bir rezil türküdür…
Öğrenemedik hâlâ Baykuş kimdir, Doğan kim? Vatanı parselleyen, milletimi sağan kim? Dinmeyecek mi acep bu uğursuz fırtına? ! Şamata çok,…
Yaşar elbet her canlı, yaşanan yerler farklı Zirvelerde kartallar, çukurda pislik yaşar… Her şey demek değildir sınırlı insan aklı Nerede…