Bunları da Okuyun
Afşar Timuçin
Senin değil bir çocuğun elleri Bir daha gülebilmek için yürek genişliğince Bir susmanın gölgesine sığınır -Ellerinde kopan bütün tutuşlar Eskiden…
Önce bir sancı olur sonra bir duyumsama Sonra günler kaygılı duruşlarla İnce yağmurlardan seni alır getirirBirlikte özlemek bekleyişlerin Sevinçlerle duyurduğu…
Yorgun kuşlar dökülüyor göklerden Kaskatı rüzgârlara çarpa çarpa Yorgun kuşlar dökülüyor uzaklardan Yorgun kuşlar göklerin avucunda Sonsuzluğa serpiliyor dağlardanNe düştüğün…
Sen ölürsün de yapamazsın bunu Öldüremezsin bataklıkta kayık yüzdüren Sabahların altın saçlı çocuğunuKimseyi umudundan edemezsin Toprağa ekemezsin ölüm korkusunu Sevinçleri…
Onlar her şeyi yalan yazar Şiirleri, masalları bile Sen beni dinle çocuğum Sakın korkma Kan denizi yok gökte Hiç korkmadan…
Bir akşamüstü balçık kuşları Sessiz dökülürler yorgun akşama Zehirli saatler emzirir suları Günün ardından uzanıp dağlara Yağmacılar doruklarda yıldızları çalarlarZamanın…
Çok zaman geçmiş aradan, Nasıl kaçırmışız güzel yazları, Bazı akşamlar hiç olmamış, Nereye gidiyoruz demeden, Yokuş aşağı salmışız atları.Öylesine akıp…
Sandığa koy bu mendili, kullanma Üstünde martılar uçuşuyor – Her biri bir mavinin telaşçısı – Başedilmez bir deniz demektir bu…
Neden onu görünce Karışıyor ellerin birbirine Onu görünce neden Kendini bırakıp gidiyorsun giderkenBırakıp gidiyorsun ve sende Sevinç gibi bir acı…
Akşam soğan kavrulan evlerde Yoksul bir çorbayı ateşe koymadan önce Son geleni bekler gibi seni beklemek Bir yudum alır gibi…
Yaşamak alışmaktır İşportada satılan kadın geceliklerine.Alışmak manavlara, doçentlik tezlerine Alışmak yaşamaktır.Hep bu yeşilleri giy Bu moru tak saçlarını topla da…
Yakışmıyorum, kim ne derse desin, Yakışmıyorum yalnızlığa. Sizde başlamadan bende bitmesin, Benim de olmasın sizin olmayacaksa. Çam kokusunu genzime çekişim,…
Başlayacak gibiyken konuşuyorsun, bitiyor, Yeniden geliyoruz başladığımız yere. Aşklar ve inançlar da aynıdır, Bir başka yanına geçemezsin Bir yanını yaşayıp…
Şiirler yazdırdı bana bakışın Eline kırk yıl kalem almamışlara Soğuk yürekleri ısıttı aşkın Kendini büsbütün bitmiş sayanlara Duyurdu yaşadığını içten…
İçerde sessizlik dışarıda durgun bir yaz Kendini az az tüketen yorgun temmuz Soluk soluğa açan geç kalmış güller Adı sanı…
Bulutlarla süzül denizlerde yıkan Kopar ufuklarda yağmurlardan sonra açan O görülmemiş çiçeği ellerinle Rüzgar ol dağlara doğru yaslanÖzlemin seni yanıltmayacak…
Bembeyaz akşamlara çıkmak Deniz kıyılarında ya da dağ başlarında Daha doğar doğmaz sarhoş Pırıl pırıl bir günden Akşam gelin gibi…
Gelişin önceden belli olmalı Yola çıkarken haber sal sularla Ne yap yap üç gün önceden bildir Ağaçlarla göklerle kuşlarlaGeldiğinde akasyalar…
Bozuldu iğreti denge Değişmekte olanı süze süze Düş de olsa güzeldi Kalakaldık kendimizle Sesler nasıl geçiyorsa uzaktan Ölü duygular gibi.Menekşeler…
Büyük kuşların uçmak zorunda olduğu gökleri Eski sürüngenler bir türlü anlamadılar Bir kanat vuruşuyla çekip gitmeleri Yol korkakları her zaman…