Bunları da Okuyun
Ahmet Ada
baktım ki uyuyorsun akşam vakti ne sevdalar unutulmuş ne anılar seçiliyor yağmurlu bir gün buğulu bir pencere camı göğe açılan…
bitmiş bir sevdanın neresindeyim aşk nerede bitiyor nerede başlıyor ayrılık bakıyorum göremiyorum gözlerinin yitirdiğim anısındayım ferah bir günün içinden geçiyorum…
bir ağaç çürüyor ayakta denize karşı yapayalnız dökülmüş yaprakları yaz ortasında derine düşen darmadağın anıların son türküsünü söylüyor dalın uzantısı…
Yeni şeylere döneceğiz Kevser Estetiğe, ekonomi politiğe, dilin ve paranın Kullanılış biçimine. Oradan okuyacağız Sağlıksız giden şeyleri KevserBana temiz bir…
Gecenin küçük kırıntıları vurmuş yüzüne Bir su berraklığı, yalınlık belki Kevser Kavakları geçince bekle beni Şöyle bir durup bakayım yüzündeki…
Gönlümün alıp götürdüğü rüzgârın tefi Bir vakit beden bulur aramızda Kevser Ay saat kulesinin üstündedir Bir kuş böler ışıklarını, aramızdan…
Denize uğramış bir yüz tanyerini gösterir Gürültücü mayıs böceklerini, kaçkar çiçeğini Bütün geceyi elifi elifine örtünürsün Orman yalımı tanyeri denizin…
Deniz çağırıyor çize çize içimdeki kederi İçimdeki tünele ıssızlığın burgacı düşerken Bir ayraç açıyorum kum saatine Bekle göreceksin zamanın durduğunu…
Elmaya dokunuyorum elmanın sesi havada Yukarı çıkıyorum dumanlı orman Aşağı iniyorum deniz kara delik Bir boşluk bulsam oradan çıkacağım Taşlar…
IPars kılıçtan bir şimşek Alıp gidiyor kuytulara Cam buğusu bahçenin köşesine Gizliyor sessizce ayak izleriniII“Susalım, burası ölü evi Bir hiç…
Bir yalnızlık süresiyim ağrılı Suyu çekilmiş bir dereBen nereye bakıyorum galiba denize Bir kapı kapanıyor kakmalı bir kapı Güneş batmak…
Issızlığı içinde taşıyan kara ağaç Gecenin ısısı suyun gürültüsü ondan Uyanıp bakıyorum yaprakları ışıktan Dalları biçimini almış kollarımınYapraklarının altında deniz…
Bir şey mi söylediniz? Susalım. ‘Şiir yazıldıktan sonra ortaya çıkar.’ Böyle deyip bir kapı açtınız, anahtarı deniz. İyi ki yitik…
Üç deniz için ışığını yakıyor yıldızlar Bir ılgım Marakeş, üstümüzde parçalanmış ay Bir görünüp bir yitiyor; usulca Düşüyor satıcıların fenerinin…
Örtelim En kalın hüzünlerle örtelim Denizin dipten gelen yabanıl sesini Örtelim Kevser en ağrılı yerimizin Kısa acılardan kalın hüzünlere akan…
Bekledim toprağı diriltmek için Bekledim yağmuru çılgın ayazda Rüzgârın kanadı kırık, ayazın tokacı alnımda Bekledim epeydir yağdı yağacak yağmuruBir parçası…
Vakit öğle derinliğinde güneşin Güneşin arkası ve günün ortası için deniz İncir ağacının kuşlardan şikâyetçi olduğu söylenir İncir ağacının meyvesi…
Güneşin tersi ayın yüzü için deniz Terli dağların ardıç kuşları için deniz Sevişenlerin omurga kemiği için deniz Ormanın dili vâdilerin…
-Sina Akyol’aNe tuhaf ağacı kuşu dağları okumak Denizi, külden sözcükleri bile bile Taşın ruhu katlanır geceye Sözcükler tükenir deniz kalırNe…
-Metin Cengiz’eFlamalar vardı yukarılarda bir yerde Havai fişekler davullar çifte çifte Uçarı mendiller vardı kırmızı mavi Avluda incir ağacı, saksı…