Bunları da Okuyun
Browsing: Necati Cumalı
Küçüğüm, sen şimdi onsekizindesin Güzelliğin gün günden dillere destan Hatıramda herbiri seninle canlanan İzmir’in günlerinde gecelerindesinSönmüş yanardağlar, kaleler eteğinde Yüzyıllardır…
Dün, Köprü’nün korkuluğuna dayadım elimi Buz gibi Artık denize bakmak Serinletmiyor içimi Ne çare üşütüyorİşten çıkınca karanlık basıyor İnsanların hali…
Diyelim bir masa var önümde Elimde bardak Oturmuş içiyorum Bardak mı Urla mı tuttuğum? Bardağı masaya Tak! Vurdum mu vurdum…
Sonuna geliyoruz dostum Eksiliyor soframızda Bir bir iskemleler
Sinemalarda kalabalık sahneler görürsün Eski esir pazarlarını hatırlatır Güney Pasifik´te ya da Afrika´da bir liman Kocaman gemilerin yanaştığı kıyıda Tektük…
İçimden hep iyilik geliyor Yaşadığımız dünyayı seviyorum Kin tutmak benim harcım değil Çektiğim bütün sıkıntıları unuttum Parasız pulsuzum ne çıkar…
Bu sabah bahçede karşıma Küçük bir serçe kuşu geldi; Havuzun taşına kondu,………………..
“Asla öldürmeyeceksin” Tevrat, Göç 20 “Senden önce inenlere, sana inen kitaba da inanırlar…Onlar Tanrının gösterdiği doğru yoldadır, onlar kurtulurlar…” Kur’an,…
Abanoz’daki Emine On yedisinde düştü Afro’nun eline Şimdi yaşı yirmi bir Eridi gitti dört………………..
Buğdaydan öğrendim şiiri Canım kara buğdaydan Tadı tat binlerce yıldır İyilik cömertlikle alır Sofralarda yerini.Akan sulardan öğrendim Kimsesiz çeşmelerden kırda…
Kadın çamaşırdan dönüyor olmalıydı Kolunda bohça, sert soda kabartmış ellerini O yaşta bütün yahudi kadınları gibi Sırtında eski bir siyah…
Aşk geçer Akan şu bulut gibi Ey üzgün maviliklerde Boş kalan bulutun yeri………………..
Ne söyler bu türküler Ay karanlık gecelerde yüzen gemiler Sevilip sevdikten sonra İnsan böyle yalnız mı kalır Bahtına hatırlamak mı…
I. Uzun Bir Aradan SonraUzun bir aradan sonra İlk şiirimi yazdım bitirdim Elim ayağım kırık kesik Uzun bir hastalıktı geçirdiğim…
Sabahları âşık değilim dedim Hakikaten de öyleyimdir Her sabah rahat, neşeli olurumHatta sesime bakmadan türkü söylerim Herkes gibi işime giderim…
O zamanlar ben her gün Vapurları karşılamağa giderdim İstasyonlar………………..
Muharebede ne ölüm korkusu gelir İnsanın aklına Ne, evi barkı düşünürsün Gezin üst kenarın ortasından Arpacığın tepesi………………..
Karda ayak izleri var Vurulup düştükleri yere kadar Yüzleri tanınmayacak bir halde Olduğu yerde kalmış cesetleriOnlar için hatıra yok Saat…
Sana geldiğim yağmurlu günleri hatırlar misin? Pencerene açılan yol dönemecini. Aralar misin hatırama öyle her aksam İlik gülüşlerinin gölgesiyle yüklü…
Bir gül açıyorsa simdi Türkiye’de Aşkla ümitle açıyor Adsız unutulmuş her bahçede Bir gül tomurcuklanıyorsa Sabaha karsı gecede Açmak için…