Bunları da Okuyun
Cumhuriyet Dönemi
Dağ ormanının uzun sürer dumanı Öyledir yüzünde yorgun akan su Gök bitince arı sular uçar gölgeliklerden Çayırlar gölgelikler dalgın denizler…
Bazen daha fazlayım kendime Ağaçlara kuşlara göre Dalınca sözcükler denizine Cebimden her gün nergisler çıkarırımUpuzun ağaçlardır Zaman, dipte, Bütün gece…
Kapılar pencereler çatısı dünyanın Sardunyaları balkonu vardı açık Koşacak bir bulutu, çatlayacak göğü Saatleri vardı denize ayarlı anahtarlı Denizin köpüğü…
Portakal ağaçlarının dansı döne döne Toprağın üzerinde denizin yanı başında Uçup gidiyor Zaman güneşin balçığında Bastırıyor denizden yükselen buğu özgüvenimiAma…
Azer Yaran’ın anısınaGitmiyor sonsuzluk denizi üstünden rüzgâr Gitmiyor Azer’in çan çiçeklerinden sesi Demek ölü otları aşarak geliyor Demek can çekişen…
Kış buğusunun camları terlettiği vakitte Balıkçıların balıktan eve döndüğü vakitte Dip dalgaların denizi dövdüğü vakitte Aradım bulamadım Kevser’i sulardaSekreter kızların…
Şimdi yaprak yaprak yırtılan rüzgâr Ölümün yurdudur. Tutunacak bir dağ Arar. Yaslı yaz unutulur. Ağustosun Üçü unutulur. Günün eli yaşayanların…
Bu uzun uzun şiirler çeşmelerden akan su Balıkçıların ağı, sandalları, gümüşten balıkları Balıkçı kahvesinde içilen sigaralar Öyle kös kös düşünceler.…
Silifke Caddesi’nde bir yağmur Kevser Bekledik gözlerimizi kısarak dinmesini Gözlerimizi kısarak baktık pencereleri açık evlere Deniz gören balkonlara, balkon çiçeklerine…
Oturmak için deniz kıyısını seçiyorum Bugün yağmur yağmıyor nedense Bir yağsa ferahlayacak içim Belki kokusunu verecek otlar daHiçbiri olmuyor ama,…
Acının yaşı yoktur, biliyorum Çağımıza özgü acı kökü tattım Köksüzlükten geliyorum, yitirdim çok eski Arkadaşlarımı, ölü gölgelerden geliyorum Ölü taşlardan…
-Kazım Koyuncu’yaBurada oturuyorum düşlediğim yerde Her gün bile bile denizin kapısını Açıyorum “Viya” diyerek güzel yüzlü çocuklara Bir gün boğulacağız…
Kayanın sümbülünü leylağını, çılgın aylarını Mevsimlerin bırakıp gitti. Yeni oldu öleli. Savsak bir yel esti. Kıyıdaki kulübenin Oltası yağmurluğu şapkası…
Sokakları geçen rüzgârın türküsünden Denizin kırık yapıtları içinden Dünyaya baktık. Ey insanoğlu! Kavrulmuş şehirler şaşırttı bizi Yıkılmış kalpler şaşırttı bizi…
Çimen biçme makinesinin sesi yükseldiği zaman Çimen kokusunun dünyayı tuttuğunu söylediler Biz onlara yakıp yıktıkları kuleleri gösterdik Denizin merdivenlerini, balığın…
Ağız ölür düşler biter Daralır yüreği ölünün yakınlarının Ölmeye gör tereken açılır Oğlana deli kısrak, kıza mavi geyik kalırŞairsen şiirlerin…
Bağlardan inen patikalardayım Cebimde mis gibi şiirler, kuş cıvıltıları Sokağınızdan geçiyorum öğle üstü Sokağınızda sararan yaprakların kokusu Şuramda ince bir…
Hep seni sevdim Yaz kendini anlatırken yaprak yaprak Günler ne çabuk akıp geçti sevgilim Yüzyıllar geçti sanki aradan Yollar yollar…
Bir dağ gölünün ılık yıldızlı Sularında hırçınca seken taş Sen daha özgürsün, daha yırtıcı Bir sapanın rüzgarlı ucunda Buğday saçlı…
Dilimde titreyen türkü Vay le le can Rüzgârı portakal bahçelerine sürüklüyor Yol uzun ay aydınlık Vay le le can Söğütleri…