Bunları da Okuyun
Halk Edebiyatı
Şol Çukurova da benim diyenler Yanıma gelir ünümü duyarlar Beş arap at ile beş yavru şahin Avlar sana layık Küçük…
Sökün geldin şu cihana beriden Ah çekip de dağı taşı eriden Bakırları adam yapıp yürüden Sultan Süleyman’a kalmadı dünyaYalansız hey…
Sen Herekçioğlu’sun bilirim seni Oymağın kıllı da kendini tanı Urum’dan Şam’a da gitmiştir ünü Terkeşlioğulları Torun değil miKabaktepe Koç Dağı’na…
Alaydım da cura sazım dizime Çekseydim sürmeler ala gözüne Cihan güzel olsa girmez gözüme Sende bir gümanım var Çiçek DağıŞu…
Sana derim sana Hasan Kalesi Alt yanında dövüş oldu yön oldu Yiğit olan yiğit çıktı meydana Koç yiğitler arap ata…
Sana derim sana ey Türkmen kızı On iki vezirler bir etmiş sözü Yok kalemine de çalmışlar bizi Eski kitiretler kindir…
Sana derim sana Bey Mürseloğlu Döleğinde döğüş oldu dön oldu Yüreğinde olan döndü döğüştü Koç yiğitin arap atın gün olduAkşamki…
Sana derim sana Bey Mürseloğlu Asi suyu dalgalanıp coştu mu Şirin olur Bahadır’ın güzeli Koraf koraf Binboğa’ya göçtü müYine Kadıoğlu…
Sana derim Anavarza Kalesi Sana konup göçenlerin nic’oldu Doğru söyle garip başım belası Şabpaz atlı ev kovanlar nic’olduVahşi kuşlar ötüşüyor…
Sakın akça ceren çölden kaçınca Mail oldum kız göğsünü açınca Vakti gelip cümle alem göçünce Düzülür yollara el karmakarışYücesinde ima…
Kral kızı: Sefa geldin civan yiğit Söyleşelim heman yiğit Yenemezsen beni eğer Vermem sana aman yiğit Dadaloğlu: Sen ne dersin…
Sabahın seherinde koyvermiş göçün Derdinden ölenin bilmiyor suçun Taranmış zülfü de koyvermiş saçın Dizilmiş yollara el karma karışYaşını sorarsan onbeş…
Oturmuş ağ gelin taşın üstüne Taramış zülfünü kaşın üstüne Bir selamın geldi başım üstüne Alırım kız koman ellereBir taş attım…
On bir kişi Horasan’dan çıkanda Ak sayaya yeşil düğme dikende Çıkıp yücelerden engin bakanda Yol alıp gidiyor göçü Avşar’ınAvşar’ın uşağı…
Ölürüz de kömür gözlüm ölürüz Dost ağlasın zalim felek utansın Kıyamette kavuşmak var biliriz Dost ağlasın kahpe felek utansınBir çıkmaza…
Aşağıdan bir yel esti Urum’dan Gam-kasavet kalkmaz oldu serimden Bu dert bize beter oldu ölümden Ellerin serdarı Avşar nic’olduÇukur’un köprüsü…
Selam söylen Reyhanlı’da Arap’a Hesap etsin yaz ayına ne kaldı Nevruz biter sümbül biter gül biter Top top edip dermemize…
Yaz gelip de beş ayları doğunca Bülbülün figanı gonca gülünen Bir fıkara bir zenginin yanında Onu geçinmesi müşkül halınanSırrını verme…
Mürsel Oğlu der de Ey Mirza Oğlu Evimden meydana çıkmam var dedi Binbir atlım var da ağalı beyli Onların maşkına…
Misis köprüsü de mühengi aştı Karalar ho dedi Buruk’a düştü Sırkıntı Menemenci hep yalın kaçtı Hani ya Kabak Hasan Kodaz…