Bunları da Okuyun
Aziz Mahmud Hüdayi
Îd-ı ekber îd-ı adhâdır beğim Îd-i ulâ kurb-ı Mevlâ’dır beğim
Ey kerem-kânı Hudâvend-i Kerîm Merhamet senden umarız ey Rahîm
Fânî dünyânın fenâsını bilirken hâs ü âmm Bâkî’yi kor fâniye mâil olur mu akl-ı tâmm
Gelmenin bir gitmesi var ey hümâm Gitdi gelmek kaldı gitmek ve’s-selâm
Fenâ dünyâya bakdım mâsivâ’llâhı fenâ gördüm Hudâ’dan gayrı bir bâki görünür yok bekâ gördüm
Derde dermân senden olur ey Kerîm Lutf u ihsân senden olur ey Rahim
Kârbân-ı sâlikân etse sülûk Anlara olur gıdâ ezkâr-ı Hakk
Varıp dost gülsitânına girelim Yürü cânân ilin seyr et görelim
Bülbüle cevr ü cefâ etme gülüm Ayağıyla gelene olmaz ölüm
Kıyl ü kâli terke sa’y et sîm-nefsi eyle kâl Ehl-i hâl ehl-i mekâl ol ola gör sâhib-Kemâl
Şebr-i İstanbul şerr ü fitneden hâlî değil Zühd ü takvâ vü ibâdet her kesin hâli değil
Kâmile ma’lûm olur bir cüz’ ile ahvâl-i kül Bir gülistândan nişân içün yeter bir dâne gül
Ko nefsi ol sarây-ı kalbe dâhil Çalış sa’y et olunca Hakk’a vâsıl
Gafletden aç gözünü hıdmete etme ihmâl Tâ’at kişiyi eyler bâkî na’îme îsâl
Feyz-i Hak’da buhl yok her kes velî tâlib değil Bî-sebeb ıslâh-ı âlem Bârî’ye vâcib değil
Devlet-i dünyâya mağrûr olmagıl Fânîdir bâkî değildir öyle bil
Kelle-i sükkerden alınsa gılâfı gam değil Kelle sağ oldukça yine bir külâh eksik değil
Çekmeyince erba’îni rüzgâr Ana yüz göstermemişdir nev-bahâr
Mürşid-i râh-ı hakîkat ârif-i kâmil gerek Sâkin-i sahn-ı hidâyet Hazrete vâsıl gerek
Ehl-i cennet safâda olsa gerek Gönlü istediğini bulsa gerek