Bunları da Okuyun
Attila İlhan
– 4. sirkeci garpalas 32elektrik çiçekleri açıldı mı sayaç dönüyor ben de dönüyorum sirkeci garpalas 32 birisi neuilly’den iki uçak…
hiç görmediğim gökler vahşi yeşil ağır şehirler oturmuş altına içinden sular geçiyor erimiş cam parıltıdan göz gözü görmez olmuşbu kız…
Bu bizim gökler gibisi hiç bir dağda çatılmamıştır Yıldızlar………………..
Dört atlı Sarıgöl Boğazı’ na devrildiler Rüzgârı burunlarıyla biçip arkalarına dökerek Kara sular gibi boşandı gecenin boşluklarından Köpek havlamaları Dört…
bu rüzgarın tadı senin hiç tadmadığın bu yolcular bilmediğin bir yerden geliyor konuştukları dil ömrünce duymadığın gözlerini sakla s………………..
ufkun sonsuzluğuna hiç şaşırmıyorlar rüzgarın………………..
Öbür ışıkları getir hadi süleyman Bulvarın ortasında dur bağırma Senin için bir yağmur hazırladım Hadi ışıkları getir yağdıracağımAl bu nisan…
bunlar felaket kadınlardır meme uçları fena saldırır burunları yok gözleri kanlı vurdukları yerden toz kaldırır ölçüye sığmaz boyları posları halattan…
son yolcunun adı attila ilhan’dı miyoptu kısa boylu bir adamdı dostu yoktu yalnızlığı vardı yazı makinasıyla binmişti bizimle konuşmaktan çekinmişti…
kapının ziliyle sıçradım gecenin saat üçü açtım baktı………………..
ay çok mu gecikti neredeyse çıkar sen yanlızlığıma varır varmaz az sonra yağmuru durduracaklar rüzgarı değiştirdim ustura ağzı poyrazyok canım…
önemli gizli boyutlarıyla yeryüzündeki yaşantımız ne kadar azdır yaşadığımızdan yaşadığımızı sandığımız söylediklerimizle değil söylemediklerimizle varız o gün ki ölümün perdesine…
bu döşeği sen mi serdin elin dert görmesin ana ana uyuyacağım ninni çağır danalar girsin bostana çetin bir yoruk kızı…
(Memleket Havası’ndan) Neden kızkardeşlerimNeden kızkardeşlerim Niçin saklanıyorsunuz Niçin peçelerin peştemalların arkasına gizleniyorsunuz Nur yüzünüzü Sık ve sıhhatli siyah saçlarınızı cömert…
daha önce bıçaktan hiç su içmedim hiç kısılmadı kerpetene bıyıklarım gururlu bir gemiyim oldum bittim sabah olur yelkenlerimi saklarım özgürlük…
yagmurda çıkıp geleceksin hannelise yagmur gozlerinden cikip gelecek bir ogle sonu paris’te hannelise bir kahvede grandaboulevardsturkusunu calacaklar paris ve yapraklar…
bugün pazartesi senin galiba beş dersin olacak yine salondaki aynada taradın saçlarını istemediğin bir şeyi yapmış olmanın öfkesi yine karartmış…
öyle büyük hicran ki cam çerçeve bırakmıyor kırdı kapıları döküldü sokağa havada yangın kokusu itfaiye sirenleri uzaktan uzağaöyle büyük hicran…
istediğim yağmur hazır mı bakalım yerlerine konuldu mu soğuk katiller karanlığı ya gevşek dokudularsa öldürüleceğimden emin olm………………..
alnında satır gibi indirmiş kaşlarını ağzı yüzü kan revan içindedir içinde birşeye baktığı belli kimbilir nedir belki tortulu kalın bir…