Bunları da Okuyun
Browsing: Mehmet Başaran
Fethiye’de bir otelin Geçmişe sarkan balkonu Akşamlı dağlar Toroslardan mı bu serinlik Yamaçlarda gözleri oyuk Kırık bir yontu Gizemli bir…
Sabah çiğlerine benziyen gözlerini Söndürüyor tozlu kitaplar Güneşi kapatan duvarların dibinde Taş kesilmiş soğuk bir dünya Yıldızlara dokunmak çiçek sulamak…
İlk günlerindeki gibi Troya’nın Usulca dokundu mor yamaçlarına Gül parmaklı şafak İda’nın Işıdı sonyaz’ın gergin karnı Kuytularda ince bir rüzgar…
Sen hürriyetin türkülerin kızı Sen sıcaklığı kanımın Şu koskoca dünya üzerinde Yoldaşı kimsesiz canımınİşte gözgöze geldik bu akşam İnandım aşılırmış…
Eşin dostun yaşıyor bak bahçelerde Sen çıplak bir doruğun üzerindesin Tam rüzgârın engini sardığı yerdeYekpare bir mavilik üstünden akar Altında…
Yıl kırk yediydi sonbahardı Üstümde başka gök başka bulut Cebimde param vardı Tramvaylar taksiler emrime hazır Durağım İstanbullar AnkaralardıYıl kırık…
Birşeyler koparılıyor göğsümden Hoyrat pençelerle İğne deliğinden geçiyorum acıların Dağılıp toparlanıyorum yeniden Ben yalnız komayan bozkırda Uzak düşler uzak düşler…
Sürebildiğin kadar toprak Sarabildiğin kadar kadın Bu dünya Güvenebildiğin kadar dost Düşünebildiğin kadar güzel Yaşabildiğin kadar Dünya
Aklımda genişliyen hep o tarla Güneşle tüter ince ince Dinmiş sınırlarındaki ağrı İlk tutkuların adı Korkusunda serinliğindeHele yağmur sonları Hele…
Ben ömrümce köylere gittim Taşlar arasından ıssız yollardan Garip akşamlar içine Tek başına ışıdığı yere okulların Avuçlarımla yüreğimi götürdüm Nedir…
Butun gün kırlara bakmışım Başaklarla kımıldanan O bitek yalnızlığa Burnumda gökyüzünun ince kokusu Butun gün sana bakmışım Derin mırıltılarla ırmağa…
İlk yazın ucu göründü Harlayıverdi çiçek çimen Kalktım Akçadoruğa çıktım Bi ova serildi önüme Karşıma bi dağlar dikildi Elim ağzımda…