Bunları da Okuyun
Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
Kötü durum kötü durum çok kötü durum gerçekten kötü ya şunda ya bunda ya bundan ya surdan ya bu gün…
gondulardan gelmişik açlık nedir bilmişik aman ağbey yaman ağbey gör bizisabahın seherinde sıcak yataktan kopmuşuk da gelmişik bu güvenpark’a gelmişik…
Silâh ve şarkı ben bütün karanlıkları bunlarla yendim doğacak çocuğumun kanında esen emekçi karımın dimdik bakışlarında ve çetelerin sipsivri uykusuzluğu…
Üç etekli ak pusulu türkü bakışlı Kadınlar yürüyor dağlara doğru Leylak moru gül kurusu dağlara doğru Özlemlerle acılarla bir Anadolu…
çocuktan aldım haberi yakın, diyor güzel, diyor dopdolu, diyor iştecik, şuracıkta iştecik yolu, diyorçocuktan aldım haberi iyi, diyor açık, diyor…
kurt kuzuya gel gel dedi kuzu gitmedi gitti kuzuyu kurt yedi gitti vallahi iyi etmedi bunu gördü bir tilkicik alıverdi…
yoktu yok ve tarla sınırlarında kan vardı analar en güzel çocuklarını çocuklar yüreklerini ve silah hiçbir zaman böylesine kutsal olmadıyoktu…
insandır suda akan yaprakta yeşil gülde kırmızı zorlu bir dal gibi eğleniriz de fırtınalarla ince bir sızı birdenbire kırar kollarımızı…
başımı döndürüp bakamıyorum nasıl kaldı gerilerde onca yıl karanlık bir gömütlüğü düşte geçmiş gibiyim tatmadığım bir içkiyi bir akşam afrikasal…
Gücün Yetersedök önüme neyin varsa boşalt dünyanı yükün azsa dinle beni yüklen acılarımı ellerini ellerimden çekmeden ağlakorkuyorum öpüşmekten/ ayrılık var…
‘diyar-ı küfrü gezdim beldeler kaşaneler gördüm dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm (Ziya Paşa) ‘sokakları çöplük çöplük evleri çöplük selamları…
1.savaştı kime karşı namussuz soyguncuyavuruldu kim mi vurdu o namussuz soyguncudediler ne dediler -elhükmilillah2.direndi kime karşı namussuz vurguncuyavuruldu kim mi…
eskiden atlarla yaylılarla kaçırırlardı kadınlarımızı bu türküler ordan kaldı şimdi uçaklarla kadillaklarla mersedeslerle kaçırıyorlar o türküler burdan başlar atla katırla…
Dört bir yana haber salsam, Öldü desem inanır mı? Dağlar bana geri verin Kadir’imi, Sinan’ımı…Jandarma kurşunu çaldı, Canımı tenimden aldı…
güneşse güneş benim beyoğlubeyler topraksa toprak benim beyoğlubeyler birşey var anlamadığım bu sabahlarda eski saraylarda bu yeni saltanatlar saksılarda çiçek…
İşime karım dedim, karıma Kavel diyeceğim. Ve soluğum tükenmedikçe bu doyumsuz dünyada, Güneşe karışmadıkça etim Kavel Grevcilerinin türküsünü söyleyeceğim. Ve…
Yapayalnız mısın dünyada, İtiyor mu seni doğduğun toprak Köşebaşlarında haramiler mi… Etmişler mi içine ekmeğinin Salacaksın köklerini toprağa Güneşi çınarla…
canim oglum guzel yavrum gözumun isiltisi ölumden ölmekten degil korkumuzdalda yaprak acar birgun guler birgun solar birgun savrulur KARISIR TOPRAGA…
ışıklar söndü birden karanlıkta yüzükoyun koca kent hava da öyle kirli öyle kalın kirli ki bakamıyor yıldızlar pencerelerdenadı emek yavrumuzun…
anlatmak istedikçe herseyi birden yitiriyorum bir kutupyildizi bir ben bir dinmeyen agrilarim yapayalniz kaliyorum birden güzelim ve müthis aglamak istiyorum…