Bunları da Okuyun
Browsing: Mahmut Temizyürek
Ben eskiden İstanbul’a giden bir adamdımYola düşer düşmez taşkın yürek bir adam İlkinde Yalova’da durdum, 18’imde Bursa’dan geliyordum, yolda Gemlik’i…
Geçti yok bir şey yineleyip yok bişey diyorum mırıltıyla duyduğumu sandığım sesleri yankılayarak geçiyor günler biraz daha bozuyorum dünyayı her…
Yamaçlarda yeşil beyaz benekler Göğ toprağın süt kokuyor çiyi buharı 80’i geçtin nasılsa, 90’ı da, sürdün 2000’e dal Bu kaçıncı…
Avlanmış atlarız dedi kadın Hepimiz, dedi adam, ahır kardeşi Her cana kan ar candan olurduk Rüzgar okşardı körpe hevesi Seslerimiz…
Bana şiir gönder, diyorsun Tersine yollar, yollar tersine Kaldı en son, son bakışında Göçmen kuşlar gibi inip kalkan kirpiklerin kanat…
Çocuk ansızın ürken at olunca Ruhu sökülür en sıkı yerinden Onu hiç kimse yatıştıramaz Aşk eksik anne yanlış ten Ürken…
atlar gibi, diyor yaşlı adam ne şahlandım ben de bir zamanyaşam ki heves uçurur seni durur birden esen rüzgârıno kalıyor…
Taşa göster Taşa yansıt Her kaosta yalın bir uyum sunacaktır sana taş Düştüğü yerde tartar kendini Aruz hece değil Taş…
Bunlar o zaman yaşandı Suda kımıldarken dünya Dönerken bebek karında Gökten at süzülürken karanlık sulara Adın ne diye sordular Raduyev…
Boşlukta bir sarmaşıkken, salınırken su dallarında buldum ellerimi, içten dışa bulandıkça, bir acı yudum aldım ve göğe kaldırdım başımı uçucu…
Nasıl bir hırsla çıktıysam o mahşeri kıtlıktan Lanetlenmiş bir obur oluverdim sonunda Her şeyi rüzgâr hızıyla tüketebilirim Hayalleri, umutları, ütopyaları…
Parantezim ol sevgilim Yaşamla ölüm arasında kısa mı kısa Dudakların arası bir parantez Eksik kalan herşey dökülsün boşluğa Söylemeyi unuttuğun…
nere gitsem içimden gidelim kalk buradan! kaldıkça yükselen, çınlayan bazen hangi halka varsam ters dönen bir çocuk ve sezaryen uzun…
Bir su gibi akıp gidiyor ne uçup konan kuşa benziyor ne yeşerip kuruyan ağaca derin bir ırmak vadisi dünya bir…
Ömrün bu yakasında Anılar öreni dünya Yaşadıklarım umarsızca geri Döndürüyor beni, günlerim eski Günlerin solgun defteri Bu yazı kimden kalma…
Kim yanmışsa aşkın narına Yeryüzüne düşen çiy Tam onun teri Yanarak soğuyor dünyaRüyasında halkın evi ateşe verilmiş Kendi yazıp kendi…
Son duruş. Her şeyin bir zamanı varmış İbibik her saat ötmez Baykuş en son çıkarmış sahneye Penceresi gündönümüne bakanlar Sevinirmiş…
I. İlkin herşeye çocuklar rüzgarı taşlamakla başladılar sonra kardan adama aşık oldular sıcak aşkı tavlayan ve tohumlayandı tohumları karıştıran deli…
Her an yenidir insan Yenmiştir örneğin içindeki önceyi Bir mermer gibi parlamıştır bellek Bozguna uğramıştır anıların hükmü Süzülür gider nasıl…
çözüyorum bedenimden hayatı kurtuluyor hepsettiğim o katil silkinip çıkıyor kuyulardan bir boşluk, ayazda nefes kadar keskin yay işte bu kadarmış…