Bunları da Okuyun
Mehmet Akif Ersoy
«Arkamda kalırsın, beni rahmetle anarsın.» Derdim, sana baktıkça, a bîçâre kitâbım! Kim derdi ki: Sen çök de senin arkana kalsın,…
Ümidin her zaman haib, nasibin daima nekbet; Hayatın geçti hüsranlarla ey gün görmeyen millet! Ne devletsiz başın varmış, ne mel’un…
Tek hakikat var, evet, bellediğim dünyadan, Elli, altmış sene gezdimse de, şaşkın şaşkın: Hepimiz kendimizin, bağrı yanık, aşıkıyız; Sade, i’lanı…
La-mekanlarda mısın, nerdesin, ey gaib ilah? Dönerim enfüsü, afakı ezelden beridir. Serpilip kubbene donmuş, o ışık damlaları, Seni, yer yer…
İki üç balta ayırmaz bizi mazimizden. Ağacın kökü madem ki derindir cidden, Dalı kopmuş, ne olur? Gövdesi gitmiş, ne zarar?…
-Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? – (Kuran-ı Kerim) Olmaz ya… Tabii… Biri insan, biri hayvan! Öyleyse cehalet denilen yüz…
Kardeşim Fatîn Hoca’yaKöprü’den çok geçerim; hem ne kadar geçtimse, Beni sevk etmedi bir kerrecik olsun ye’se, Ne Halîc’in o yosun…
Oğlum,bu temenni neye benzer, bana bak: Eşeklerin canı yükten yanar,aman derler, Nedir bu çektiğimizderd,çifte çifte semer! Biriyle uğraşırken gelip çatar…
Gökten ay parçası hâlinde, o rahmet güneşi, İndi âfâka bu akşam, bu mübârek akşam. Ebedî kandili yandıkça, Hudâ’dan dilerim, Parlasın…
Birinci zumreyi teskil eden zavalli avam, AVAM: Halktan ilmi irfani Biraksalar devam edecek tatli uykusuna devam. az olan kimse Bugun…
Köylünün bir şeyi yok, sıhhatı, ahlakı bitik; Bak o sırtındaki mintan bile tiftik tiftik.Bir kemik, bir deridir ölmedi kaldıysa diri;…
Bir zaman vardı ya tarih-i mukaddes modası… Yeni yaptırdığı köşkün büyücek bir odası Mutfakta eski resimler ile hep süslensin Diye…
Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde, Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu velî kulları taş…
‘Hürriyeti aldik! ‘ dediler, gaybe inandık; ‘Eyvah, bu bazicede bizler yine yandık! ‘Cem’iyyete bir fırka dedik, tefrika çıktı: Sapsağlam iken…
Yıllar geçiyor ki, yâ Muhammed, Aylar bize hep muharrem oldu! Akşam ne güneşli bir geceydi… Eyvah, o da leyl-i mâtem…
Coşar âvîzeler artık, köpürür kandiller; Bu ışık çağlayanından bütün âfâk inler! Yalının cebhesi, Ülker gibi, baştan başa nûr; Nîm açık…
Musallat, hiç göz açtırmaz da Garb’ın kanlı kâbûsu, Asırlar var ki, İslâm’ın muattal, beyni, bâzûsu. «Ne gördün, Şark’ı çok gezdin?…
Yâ Nebi… Şu halime bak Nasıl ki bağrı yanar gün kızınca sahranın, Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın. Hârimi Pâkine…
Nerede olsam karşıma çıkıyor bir kanlı ova Sen misin yoksa hayalin mi vefasız kosova Hani binlerce mefahirdi senin her adımın…
Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım: Elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım:Ne yapıp ye’simi kahreyleyeyim bilmem ki? Öyle dehşetli muhîtimde…