Bunları da Okuyun
Mithat Cemal Kuntay
Tufanlar, alevler beni bir kal’a sanırdı; Taçlar uçuşur, dalgalanır, parçalanırdı. Kahhâr atımın kanlı, kıvılcımlı izinde; Bir başka denizdim ebediyyet denizinde.…
Göğsüm değer üç asra bütün saltanatıyla, Maziyi dolaştıkça Süleymanın atıyla. Gönlüm tadar ummanı bütün şaşaasıyla, Sallar kayıp aktıkça Süleyman paşasıyla.…
Gene on beş sene evvel gibi Gazi geliyor, Gene on beş sene evvelki kadar yükseliyor. Gene başlarda oturmuş, gene göklerde…
Doğmuş ta bu devlet Edebali’nin evinde Akmıştı bütün kan seli iman alevinde. Üç asra fetihler dolu rüyayı koyanlar, Boydan boya…
Yaslıyız, kapkara olsak da hayâlet değiliz; Silemezsin, izimizdir yerin altındaki iz.Şahlanır göklere inkâr edilen heykelimiz, Gösterir ufku, ölürken bile, solgun…
Bazen ölüler yurdu korur, bazı da sağlar; Göz nuru karışmazsa şehadet kanı ağlar.Yoksulluğun ufkunda erirken bile mağrur, Sensin o hazin…
Düşmez yere haşa o bizim bayrağımızdır. Bir fecr olarak doğmadadır her dağımızdan. Ay-yıldız… O mazideki bir süstür, emin ol, Atîde…
Zincirin altınsa da hatta, koparıp kır, Susmak ne demekmiş, yere haykır göğe haykır! Vicdan bile duymaz çıkmazsa bir âhı, Sessiz…
Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı, Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.Topraklaşan ellerde birer meşale yansın. Kim der…