Bunları da Okuyun
Browsing: Mustafa İslamoğlu
bir dorukta kar kurduyum görülmüs mü dagın pes ettigi ben onun yurduyum o benim onurum bana kar yagarken vurdular onu…
örtüne çiçek düşürdüm namluya duanı sürdüm sen ağlamasaydın anne gül mevsiminde üşürdüm 1991
suç aleti ağzın barut kokuyor çevir namlunu bana ordunu üstüme sal ağzını öbür yana bal şerbeti sundun dostun kırk kâse…
Bugün yoğun şiirler çıkartacağım Aklımın zaarından.oh i’ entranger Ben verter’i intihar ettireceğim Goethe usta helallik dileyecek Homeros’tan o kadim hırsızlık…
-elifaksamı kıyamet sabahı basü badel-mevt bilirler bu erler gecenin koynuna kabre girer gibi girerler bir sonraki mahsere hazır olmak için…
-nil’e çıplak ayaklarınla çigne üzüm baslı çocukların ülkesini bastan basa doldur cigerlerine bir tih havası sonra var gücünle koy ver…
yine aklım ağrıyor, yaşamak bir dağ gibi kalbimin dört köşesinde dört mevsim hüzün sürüyor, oraya umut düştü o da ağlıyor..…
bir rüya ki bin yarayı kanatır ölmeyi ögrendim yine bu gece
-Yasar Kaplan içinyara gür, kan, kabzada dost eli yüregime, hatırıma, hatırama buyruga pür-teslim bir bıçak gibi dokunun bana benim Nil’le…
kursunlar el altında bir yerde dursun kütüklükte bir atımlık sevda daha kaldı insanlar birbirlerini yüreklerinden vursun silahımın namlusu gül kusmaktan…
gül bezenmis diken üzre can üzre gün gün en bakir yerim kanar kıl ve kılıç cambazıyım a dostlar 1984
sen yazın kar, kısın baharsın dünyanın en tatlı zehiri, çeliskisi gözlerinle konusur agzınla aglarsın her seyin bir tadı var senin…
usulca gel, arkadan katilligin sanındandır arkadan gelmek kravatını tak, kimligini üzerine al sapkanı unutma iyi vatandas olmanın tüm sartlarını tasıyor…
muslukları akmayan şehirde göğsünde sakladığın şeyden dök avuçlarıma
gök gürültüsü- dolu dizgin sevdalarımızla pimi çekilmiş bomba gibiydik kaç heyecan istif ettik meydanlara kaldırımlar rapraplarımızla uyandı kaç kez asfaltları…
hayata bir yerinden iliştirili vermişim eğreti bir kimliği kabullenmek zorunda oluşum topuklarıma kadar çıkan yağmur ne kadar dünyalı olduğumun belgesidir…
vermişim senden bir haber el var gün var utandırma kapanmışım ayağına naz eyleme usandırmasöz almış ahd eylemiştik belgeler var yüreğimde…
olay var gök basınında sürmanşet olay var fillerde hayret, kuşlarda dehşet gözler güneşin doğduğu yerde gözler güneşin doğacağı yerde olay…
dikenini can yerimden ne olursun çekme gülüm Yakub’unum gözet beni ıraklardan kokma gülüm kutsadıklarım senindir beni varlığınla sindir mevsim senin…
kader yükünün göçünde derviş sabrıdır içimde çok gece erir saçımda sıksam bahtım renkli akarçağır gelsin bengisuyu yıkasın hû ile hûyu…