Bunları da Okuyun
Necdet Evliyagil
Yollarda beklemişiz Gelmiş-gelmemiş; Yollar inişli çıkışlı..Evlerde konaklamışız, Kapılı-pencereli, Evler sürgülü kilitli..Gözlerde unutulmuşuz, Kestaneli-yeşilli; Gözler dikenli nemli..Kalplerde yaşamışız, Sevinçli-kederli; Kalpler ömür…
Ölüm Bir gün çağırırsa seni, Gitmek istemezsin belki, Dilesen de, dilemesen de:- Hayır, diyemezsin..Ölüm Bir gün çağırmazsa seni, Gitmek istersin…
Ilık bir akşamın engin serinliğindeydik, Boğaziçi’nin o cennet bahçelerindeydik. Pembeden lâciverde koşan akıntılarda, Gölgelerle kucaklaşan eski günlerdeydik…Çocukluğumuzden arta kalan unutulmaz…
Bırak, Çiçek açsın Bu taze tomurcuk…Bırak, Dalında kalsın Bu minik kuşcuk…Bırak, Yuvasından kopmasın Bu güzel çocuk…Bırak, Kimse ağlatmasın Onları boncuk-boncuk.
Yol Yola açıldı Rahatladı..Dal Çiçeğe takıldı Tomurcuklanda..Rüzgar Bulutu kovaladı Yağdı..Su Sele karışdı Kabardı..Deniz Mavide dalgalandı Hırçınlandı..Aşk Filizide duygulandı Bırakmadı.
Güz yağmurları Karanlık bulutlardan sarktı; Güneş’in ölgün ve üzgün Işıklarını ıslattı. Ekim ayının sert rüzgârları, Islanan – yıkanan Tüm ışıkları…
Dallarından ayrılmış sararmış, kuru yapraklar; Gök boşluğunca dağılmış, parçalanmış Gri – gri bulutlar; Güzlerin – sevilerin en yalın Anılarını anımsattılar..Rüzgârlar,…
Sevinçler-kederler Gözyaşının içindeler..Ümitler-haberler Sesin derinliğindeler..Gündüzler-geceler Sevgilinin tebessümündeler..Ömürler-ölümler Günlerin ötesindeler..
Işık mı arıyorsun? – Bulamazsın..Toprak mı istiyorun? – Koparamazsın..Su mu istiyorsun? -Kavuşamazsın..Özgürlük mü istiyorsun? – Alamazsın..Sorunlar çözülmedikçe, -İnsan gibi yaşamazsın..
Dünyaya gelişte, İlk nefeste Çığlık..Dünyayı terkedişte, Son nefeste Sükût..İkisinin arasında; Bir yığın Hayal, keder Sevinç, gözyaşı Ve sevmek; Nihayet: Görünmek…
Masmavi Pırıl-pırıl Deniz ve gök yüzü kimin? Senin mi, benim mi? Yalnız ve yalnız Beyaz ve gri martıların; Bir de…
Gökyüzünde buldum güzellikleri, Ve onun sihirli renklerini…Denizlerde tuttum mavilikleri, Ve onun ışıklı görüntülerini…Topraklarda unuttum ömürleri Ve onun karanlık sessizliklerini.
Bakıştık, Bir anlık heyecan, sonra Yaklaştık..Tanıştık, İki iken bir olduk Alıştık..Sustuk, Artık gözlerimizle Konuştuk..Uzaklaştık, Beklemesini bildik Barıştık..Ayrıldık Sessiz-sedasız Ağladık.
Tüm İnsanlara Yarın, Ya da öbürgün, Yine bir araya Gelmeyecek miyiz? Bugün, Niçin uzaklaşmayı Yeğlemekteyiz? Niçin kavgaya, Niçin kopmaya, Niçin…
Rüzgârın getirdiği Bir bulut parçası, Birkaç damla yağmur..Günlerin getirdiği Sonu gelmeyen düşünceler, Yarınlarla dolup – taşan ümitler..Yılların getirdiği Ağır ağır…
Boğaziçi’nde Vaniköy’de, Puslu bir akşamüzeri Bütün güzellikleri İçime sindirdiğimde; Hafif rüzgârların Ilık esintisinde, Derin bir uykudan Uyanır gibi uyandım; Kıyılara…
Boğaziçi’nin Sahillerinde bıraktık En güzelini ömrün; Çocukluk günlerimizde, Yıpranmış hatıralardan uzaktık.. Bilmiyorduk, Bu masal âleminin Bütün varlığımızı, Kökünden saracağını.. Bilmiyorduk,…
Boğaziçi’nin emektar balıkçısı Sadık Reis’eKayıkhane’nin Üstündeki cumbada, Her şey değişmiş zamanla.. Sedir, Uzaklaşmış yerinden; Renkler, Çözülmüş kilimden; Zaman, Duvarları dolduran…
Bir uzun yolculuğa hazırlanırken, Bırakma elimi ellerinden ne olur. Kuşlar, çiçekler birer birer giderken, Eski günlerin bakışlarıyla yüreğimi doldur…Sonbahar bitmiş,…
İstanbul’u arıyor gözlerim. Çocukluğumun, Delikanlı olduğumun Yıllarındaki İstanbul’u arıyor; Arıyor da bulamıyor gözlerim..Boğaziçi’nin puslu sabahlarını, Bir çift yeşil gözün Filizi…