Bunları da Okuyun
Browsing: Jacques Prevert
Şu sevi Öyle yaman Öyle ince Öyle sevecen Öyle umutsuz Şu sevi Gün gibi güzel Zaman gibi kötü Zamansız gelirse…
Anımsa Barbara Yağmur yağıyordu o gün Brest’te durmadan Yürüyordun gülümseyerek yağmur altında Şaşkın hayran sırılsıklam Anımsa Barbara Siam sokağında rastladım…
Bu sevda Birdenbire saran içimizi Bu narin bu sımsıcak Bu umutsuz Sevda Gün gibi güzel Ve kabaran deniz gibi Çalkantılı…
Aşk Öyle keskin Öyle İnce Öyle Umutsuz Aşk Gün gibi güzel Hava gibi de kötü Kötü havada Aşk öyle gerçek…
Dönün bakalım dönün Ufacık kızlar Dönün fabrikanın etrafında Handiyse girersiniz siz de içeri Dönün bakalım dönün Balıkçı kızları Balıkçı yetimleri…
Kalpağımı kafese Kuşu kafama koydum dışarı çıktım Ne o dedi komutan sokakta Selam vermek yok mu artık? Hayır, dedi kuş;…
Horoz sesi Gecenin ölüm çığlığı Tektellice kasvetlice Al haberi diyor bana: Bugün başlıyor yine Bugün yüne bugün Öt ötebildiğin kadar…
Çok sular aktı köprülerin altından Bir hayli de kan aktı Ama sevginin ayak ucunda Bir beyaz bir büyük dere var…
Çok sular aktı köprülerin altından Ve ayrıca alabildiğine kan Ama aşkın ayakları dibinde Koca beyaz bir ırmak akar Ve bütün…
Kahveyi Fincana koydu Sütü Kahveye koydu Şekeri Sütlü kahveye koydu Ve fincanı bıraktı Benimle konuşmadan Bir sigara Yaktı Sigara dumanıyla…
Ayakta duran Rüzgar Oturur Damın kiremitleri üstüne
Dolabın içinde beyaz çarşaflar, Yataktakiler kırmızı, Annesinin içinde bir çocuk, Annesi acılar içinde… Baba holde, Hol evin içinde, Ev şehrin…
Bunca orman koparılır topraktan Kesilir biçilir Bunca orman yok edilir Merdaneler altında Bunca orman kurban edilir kağıt hamuruna Milyarlarca gazete…
Sizi sizi düşünüyorum hayatım ilgilendirmiyor sizi seviyorum sevdiğimi ve yalnızca bu ilgilendirir beni beni bu düşündürüyor seviyorum sevdiklerimi onlarla ilgileniyorum…
Başında kıvıl kıvıl kıvılcımlar Çakmak taşı satan bir adam Sesleniyor kalabalıklara Akşamüstü istasyonda İri yarı aykırı lafları Hoşuna gitmiyor çoklarının…
Kafasıyla evet diyor Yüreğiyle hayır Sevdiğine evet diyor Öğretmene hayır Sözlüye kalkmış Soru üstüne soru Şunu yaz bunu çiz Derken…
Anımsa Barbara Yağmurlar yağıyordu o gün Brest’e durmadan Sen gülerek geçiyordun Şaşkın hayran sırılsıklam Yağan yağmurlar altında Anımsa BarbaraYağmurlar yağıyordu…
Önce bir kafes resmi yaparsın Kapısı açık bir kafes Sonra kuş için Bir şey çizersin içine Sevimli bir şey Yalın…
Korkmazdı kimseden Ya da hiçbir şeyden Fakat bir sabah güzel bir sabah Bir şey gördüğüne inandı Ama bir şey yok…
Küçük arslan yemek yerken Dişi arslan gençleşir Ateş kendi payını isterken Toprak kıpkırmızı kesilir Ölüm sevgiden söz ederken Yaşam ürperir…