Bunları da Okuyun
Yabancı Şairler
Tam öğle vaktiydi gittin Güneş ortalığı yakıp kavuruyordu Balkonda bir başımaydım gittin Ilık rüzgârlar esti ardından Güvercinler uçuştu gökyüzüne Baktım.…
Gün sona ermeden önce Benim bu arzumu yerine getirmelisin Yalnız bir defa için, Bahar çiçeklerini Beraberce toplamağa gidelim. Senin bahçene…
Odur o, derin ve gizli dokunuşlarıyla varlığımı uyandıran, o en içten olandır. Odur o, altın ve gümüşten, mavi ve yeşilden…
Nasıl kavuşursa martılar denizle Öyle kavuşur buluşuruz biz de.Derken uçup giden martılar Nasıl dalgalarla uzaklaşırsa deniz Biz de öyle ayrılırız..
Pazar dağılmış- akşam dağlardan iniyor Kolunda sepetin- nereye koşuyorsun Dönen döndü yollar ıssızlaştı Ay vurdu köyde ağaçların üstüne Yaban ördekleri…
Sonsuz dünyaların kıyısında buluşur çocuklar. Uçsuz gök hiç çırpınmaz başlarının üstünde, tedirgin su gürültüyle çarpar. Sonsuz dünyaların kıyısında çığlıklarla, oyunlarla…
Her buyuruşunda türkü çağırmamı Yüreğim uçarı bir kuş gibi yüceliyor Gözlerim yaş içinde yüzüne bakıyorum. Ne varsa gelmiş geçmiş evrende…
Varlığımın sahibi Arzun Bende itman bulmuş oldu mu? Günler! … Hizmet etmeksizin Geçip gittiler…… Ve Geceler aşksız Çiçekler Tozlar üzerine…
Biliyorum, bu yaşam, sevgi olgunluğundan yoksun, bütün bütüne yokolmadı. Biliyorum, gün doğarken solan çiçekler, çölde kuruyan dereler bütün bütüne yokolmadılar.…
Bütün yıldızların parladığını duyarım içimde. Bir sel gibi dolar dünya hayatıma. Gövdemde çiçekler açar. Gönlümde toprağın ve suyun bütün gençliği…
Yağan yağmurcuktu Varıp kulağına dedi yaseminin: “N’olursun hep yüreğinde tut beni! …” “Ama ben…” dedi yasemin İç çekti yavaştan, ağırdan…
Kurtulduk dostlarım, çalışma korkusundan Çalışmak oyundur biliriz çünkü yaşam oyunu Oyundur, vuruşmak, döğüşmek yaşam ölüm arası Oyundur, ışığın gülüşünde parlayan…
Beni bırakıyorsun kendi yoluna gidiyorsun Ardından yas tutuyorum, kara yazı yazıyorum Bir türkü gibi gelip yüreğime yerleşiyorsun Ardın sıra yıllar…
İzin ver, yanıbaşına bir an oturayım. Elindeki işleri daha sonra bitirirsin. Yüzünü görmesem gönlümün ne rahatı ne huzuru kalır; işim…
Hayallerim, Canlı ışık lekecikleri, Karanlıkta gözkırpıştıran Ateş böcekleridir. O dikkati çekmeyen, Sesleri, yol kıyısı hercailerinin Mırıldanır bu gelişigüzel çizgilerde. Zihnin…
Düşünüyorum da, sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek… Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi, naif yönlerimizin keşfedilmesi, cesaretsizligimizin anlaşılması, korkularımızın paylaşılması…
Aç kapını aç – sabahın eri girsin Bu ıtır kokusunu kaldır yüreğimi dağlıyor Aç kapını aç – bırak yakamı gideyim…
Seni-yalnız seni der yüregim Yalnız seni-yalnız seni-yalnız seni Günümde gecemde nice tutkularım Seni der yalnız seni-yalnız seni-yalnız seni Bir ışık…
Hadi son türkünü de söyle Söyle son türkünü de gidelim “Gece bitti” de – unut her şeyi unut bunu da…
Ey dünya! Edebi olarak yaşıyorsun Mevsimlerin tepsilerinden Çiçekler ve yapraklar Yolunun üzerine Dökülüyorlar. Fakat? Sen asla durmuyorsun. Durmak bilmeyen yarışında…