Evvel sen de yücelerden uçardın
Şimdi enginlere indin mi gönül
Derya, deniz, dağ, taş demez geçerdin
Karada menzilin aldın mı gönül
Yiğitliğin elden gitti yel gibi
Damağımda tadı kaldı bal gibi
Hoyrat eli değmiş goncagül gibi
Bozulmuş bağlara döndün mü gönül
Hasta oldun yatağını istersin
Kadir mevlâm sağlığını göstersin
Cennet-i Aladan bir köşk dilersin
Boynunun farzını kıldın mı gönül
Karacaoğlan der ki söyle sözünü
Hakka teslim eyle kendi özünü
El içinde karalama yüzünü
Yolun doğrusunu buldun mu gönül