Fatma Ana özün dara çekince
Gözünün yaşından sel olmadı mı
Ah edip gözyaşm yere dökünce
Üzüm göğerip de dal olmadı mı
Üzümün dalından bir üzüm oldu
Muhammed kopardı eline aldı
Dolandı önüne bir arslan geldi
Orada kaleye kal olmadı mı
Selman geldi Seydullahı istedi
Muhammed cemalin gördü dost dedi
Kırklar da engûru olur has dedi
Ezdiler engûru bal olmadı mı
Kırklar Muhammed’in yoluna baktı
Muhammed gelmedi umudu aktı
Üzümün içinden dört çiğit çıktı
Bağbandı bekçisi Vel’olmadı mı
Elbet Mansur olan dönmez darından
Talip olan vaz mı gelir pîrinden
Muhammed nurundan Ali serinden
Erittiler halden hal olmadı mı
Tevhit kalktı kuduretten uyandı
Herbirisi bir irenge boyandı
İhlâs talip olan pîre dayandı
Kemendi üstadı Al’olmadı mı
Kul Himmet Üstadım gör bana n’oldu
Aşkı ile benzim sarardı soldu
Cebrail Habibe irehber oldu
Mü’minlere doğru yol olmadı