Bunları da Okuyun

    İspanyol Meyhanesi Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Turaç Şiiri – Hasan Hüseyin Korkmazgil

    29 Aralık 2021

    Müfredât 135 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Vurgun Şiiri – Cemal Safi

    19 Ağustos 2025

    Bizi Şiiri – Sefil Selimi

    29 Aralık 2021

    Divan-kebir’den Seçme Rubailer 3 Şiiri – Mevlana Celaleddin Rumi

    28 Aralık 2021

    Klinik Şiiri – Behçet Necatigil

    29 Aralık 2021

    Asılmışların Gölgesinde Şiiri – Nurettin Durman

    29 Aralık 2021

    Yağmurdan Sonra Aşk Şiiri – Cemil Meriç

    29 Aralık 2021

    Yalan Ses Şiiri – Behçet Necatigil

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Yabancı Şairler»Louis Aragon»İşte Otuz Yıldır Şiiri – Louis Aragon

    İşte Otuz Yıldır Şiiri – Louis Aragon

    Louis Aragon- Louis Aragon
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    İşte otuz yıldır bu gölgeyim ben ayaklarının dibinde
    Hep ardınsıra gezen kara bir köpek candan bağlı bir köpek
    Senin dik boyunun altına saklanır öğleleri
    Ve çıkar tarlalara yandan vurmuş güneşle oynamaya
    Lambaların ipliğine sarar seni ve büyür kısık oldukları ölçüde
    Nasıl seversin akşamı okumak için odalarda içinden geldiği gibi

    İşte yalnız o zaman yükselirim de tavana kadar
    Kapılır giderim sayfaları çeviren elini tekrarlamaya
    İşte otuz yıldır aklım senin aklının gölgesi

    Boşuna söyleyip dururum sanıyorlar
    Bilmem hangi garip inceliğimle
    Kara olan her şey gölgeden değil diyorlar
    Dediğimden alıyorlar bunu ondan bırakıyorlar
    Seni sevmekten vazgeçirmek için de beni
    Bir yontu koyuyorlar tensel gerçekliğin yerine senin
    Taş bayraklı bir simge bir vatan
    Ve dayadılar mı kitaplarımın o yumuşacık koltukaltına kağıt açacağını

    Hiç mi hiç anlamıyorlar niçin haykırıyorum
    Senin kanınla kanıyorum görmüyorlar
    Şarkını onlar için ne anlam taşır soruyorum biraz kendime
    Sesimde kırılan her sözcük senin boğazının bir katkısıdır bilmiyorlar mı
    Kollarını görmüyorlar mı ruhumun çevresinde

    Ruhumdan söz açacağım bir defalık şurada

    Karıştırılmış oyun kâğıtlarıdır insan dediğin
    Valeleri papazların kızların kırmızısı karası
    Ama uçucu renkler arasında karıştıran parmaklar vardır bir de hava
    Benim seçmediğim iki bilinmeyenden oluşuyor bedenim
    Ve dehşetle görüyorum ellerimin üzerinde belirdiğini yaşın bakır lekelerinin
    Ki hiç bir şeyini anlatmayacak olduğum o babanın ellerine damga vururdu

    Kendisinden olsa olsa bu baş eğme tarzını edindiğim kişinin
    Sağ yanından zor işitmesini hem işte bende de var bu
    Kulak biçimini anamdan almışım
    Bir de saç bitişini

    Ama ruh bunlardadır işte bunlarda

    Silik şaşkın şekilsiz bir ruhtu bu daha
    Işıktan söz açıldı mı zor anlayan kör bir ruh
    Bilinmeyen bir ruh nerden ortaya çıktığı
    Hangi atadan çağların felâketinde
    Yaşamamış zırdeli akıl almaz hangi amcadan
    Ya da sadece o büyük utancından annemin ben dünyaya geldiğim zaman
    Şöyle böyle bir ruh kötü eğelenmiş bir ruh taslağı kirpi gibi bir ruh ve yitirilmesi
    Üzmeyeceğe benzer bir ruh savaş alanlarında demiryolu kazalarında
    Ne işe yarayacağı bilinmeyen zavallı bir ruh
    Şimdiki zamana kapılmış giden
    Değil Hamlet tarzında bir Ofelya saçı ancak
    İçinde mektup olmayan bir şişe denizde
    İşsiz bir kıraathane müşterisinin yuvarlayıp durduğu bir Japon bilardosu topu
    Sense düşüyorsun ya sıfıra ya yüze
    İşte tıpı tıpına böyle
    Vestiyerde bir ruh ve sarhoş müşteri bulamıyor artık numarasını

    Karnaval akşamı için bir ruh yarınsa atılacak bir maske
    Takımı bozulmuş bir ruh giyilip dışarı çıkılmaz artık onunla
    Taşınması da ağır ve her zaman durması gereken zehir

    Hiç anlamamışımdır neden özen gösterdiğini ruhuma
    Kürekle bulunur bunun gibileri

    Ama ne der başkalarının gündüzünü ilk defa gören
    Ameliyat mucizesiyle
    Ruhum ne dedi sen onu kılıfından böyle çıkardığında
    Biçim verdiğinde kendine benzer
    Kollarında anlayınca bir insan olduğumu
    Bıraktığım zaman iğreti yaşamayı ve sırıtmayı kendim olabilmek için elinin değmesiyle
    Alın şu ruhumun kitaplarını alın da açın rasgele bir yerinden
    Parçalayın en iyisi anlamak için
    Kokuyu da gizemi de
    Açın sayfaları bir hoyrat parmakla buruşturun yırtın
    Bir şey kalır onlardan yalnız
    Bir mırıltı bir nakarat
    Bir şey anlatmayan bakış
    Uzun bir teşekkür kekeme
    O çayır gibi mutluluk
    Çocuk- Tanrı’sı karasevdamın
    Duaların Ave Maria’sı
    Sürüp giden uykusuzluğum.

    Açan göğüm çiçeklerim
    Ey aklım ey çılgınlığım
    Mayıs ayım ezgilerim
    Cennetim yangınım benim

    Elsa yaşamım evrenim

    Çeviren: Sait Maden

    İşte Otuz Yıldır Şiiri - Louis Aragon İşte Otuz Yıldır Şiiri - Louis Aragon şiiri Louis Aragon şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Yağmur Damlalarını Kıskanırım Şiiri – Louis Aragon

    Ve Taş Düşmeye Devam Ediyor Bir Yıldız Derinliğine Şiiri – Louis Aragon

    Sürekli Devinim Şiiri – Louis Aragon

    Sana Büyük Bir Şey Söyleyeceğim Şiiri – Louis Aragon

    Ramak Kalmıştı Şiiri – Louis Aragon

    Can Kurtaran Simiti Şiiri – Louis Aragon

    Bunları da Okuyun

    Haziran Şiiri – Necati Cumalı

    29 Aralık 2021

    Bu Yangın Yerinde Şiiri – Ataol Behramoğlu

    21 Mart 2022

    Ümitlerin Ölümü Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Biri Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Necip Fazıl Kısakürek

    Rütbe Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    Necip Fazıl Kısakürek

    Düşünün, ben ne büyük bir rütbeye tutkuluyum, Çünkü O’nun kulunun kölesinin kuluyum.

    Ah Nefis Şiiri – Yunus Emre

    29 Aralık 2021

    Mutlak Seveceksin Şiiri – Hüseyin Nihal Atsız

    29 Aralık 2021

    Ne Söyleyeyim Şiiri – Neşet Ertaş

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Pisi Şiiri – Halim Şefik Güzelson

    29 Aralık 2021

    Defterim Dolsa da Suçlarla, Siyahtan Korkmam Şiiri – Ömer Hayyam

    28 Aralık 2021

    Camlı odalardan Şiiri – Asaf Halet Çelebi

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Karacaoğlan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ruhsati şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.