Ne gelir elimden Yaşamında insanlar vardı
Onları sinekler gibi kovan elinse
Ayırt edemiyordu beni besbelli
Söz verdim Ağzımda kalacak geçmiş zaman
Pek yavaş eritilmesi gereken bir pastil gibi
Söz verdim Hiç konuşmayacağım geçmişi
Ama söz açmanın gereği var mı düşünüzde kemiren hayvandan sizi
Kemirsin diye sizi duyuyor musun yüreğime vuran gagasını
Söz açmanın gereği var mı düşlerindeki insanlardan
Orda yaşamında olsunlar diye kemirmek üzre beni
O düşlerindeki insanlar o yabancılar
Bense kovdum kendimden senin soluğun senin soluman olmayan her bir şeyi
Hayınlık ettim senden önceki göğe senden önceki ilkyaza sevincime acılarıma bense
Hayınlık ettim senin uğrunda baş dönmesine rüzgâra kadınlara
Tam bir sadakatsizlik umacısı olup çıktım senin için
Tahta mobilya gibi javel suyundan geçirdim geçmişimi
Bütün rahatlığınla yemek yiyebilirsin bu masada sen
Ne bardak izi var üzerinde ne şarap izi
Bak nasıl oyulmuşum unutuluşla
Oyulup çizilip kırışıp delik deşik olmuşum unutuşla
Yok artık bildiğim tek şey kendimden
Cehennemim senin cehennemin
Üstünde yara izlerinden başka damga yok
Senin acı çektiğin yerde
Bıçak derin iz açtı bende Çentik çentik oldum
Senin acı çektiğin yerde
Yalnız senin çektiğin acıyla dolu bütün belleğim
Yalnız seninle kanıyor bütün belleğim
İşte ezik içinde dizlerinin dibinde senin
Her şey bir yara bir delik çtı üstünde
Ayakkabındaki her çakıl
Zavallı bitkin omuzun
Birdenbire gecenin göz çukuruna çevrilen kurşun gözlerin
Bu akşamki haça gerilme bu bin dokuz yüz otuz sekiz yılındaki
Ve gövdenden daha çok ruhuna saplanan hançer
Cezasız kalan cellatların sana sözle ettikleri bu işkence
Bugün de arada bir ettikleri benimse arada bir engel olamadığım işkence
Geçerken söylenen bir söz postaya atılmış bir mektup
Ve kolay öldürme aracı telefon
Ah sevgilim bir hiçten öyle çabuk yaralanan bir çocuk gibi
Bende geçer bu bende
Derin bir çizik açar kollarım boyunca derin bir çizik sinirlerim boyunca
Ve ağzımda öldürme tadı bir tersine söz yüzünden
Bağışlamam seni sıyırıp geçen hiçbir şeyi
Vay haline seni ağlatan şeyin
İçimi kıyım kaplar sana eller bir iş etmeye görsün
Bir tayfunla tıkanır sanki karnım kollarım göğsüm
Çılgınlığım ateşim kanım dipten kopan dalga gibi tüm
Ha
Başkaları sevgilim
Sevmediler seni kin duyacak kadar
Çatlayacak kadar gözbebekleri
Yitirecek kadar duyguyu rengi gündüz
İyidir iyidir söz açmayacağım hiç bundan
Saklayacağım hep öfkeyi ağzımda
Çiğniyorum geçmişi işte vahşi ağzımda
Bu acılığı ben bu köpüğü ağzımda
Ak ve kızıl ağzımda
Pek yavaş eritilmesi gereken bir pastil gibi
Çeviren: Sait Maden