Sen ki gülsün bu vaktinde yılın ey gizemli gül
Büyü duası gibi hâlâ yeşil kesikli bir ağaç
Sadece girmiş bir ağaç asılı toprağa ve toprakta mezar karşıtı bir haç
Sakat bir adamotu
Kış ayında kök salan
Çarşaflar altında hala sinsi bir el gibi okşayan
Uykulu bacaklarını kışın
Hâlâ don topraktaki kökler
Hiç bir şey sezemez daha önceden bu yeşil ürperişi bu tatlı gerinmeyi
Büklüm büklüm gözleriyle o yumuşak sap o dönen koltukaltı toprağın
Çiyden ve etten bahar
Geleceğin üstünde bu kara parmaklıktan hiç bir şey
Hiç bir şey bu cırnaklar donanımından
Bu cırcırlar yapmacığı bu cansız
Güvercinler bürümcüğünden
Hiç bir şey ele vermedi bu koku parlamasını bu gözkapaklar
Patlamasını bu körpe serin pusuyu bu sereserpe
Renkler solumasını ki olacak
Gül
Ey çalıların o her yıl yeşerme sabırsızlığı
Kavrayan inanmazlık o beni her şeyin dönemecinde
Lâleyle kardelen ve ilk kadifemsilerin incecik buzu
Bir iç daralması bir eskisinden daha uzun görünen her şey
Bu geç kalan cevizden duyduğum tasa ve gemler evecenliği
Ya çiçek açmazsa bu kez hiç bir şey diye ve dağıtmazsa
Kaygımı yasemin de nergis de
Zambak gerekmez ki en azdan bana geri dönmüş sanayım diye
Gülü
Bu bütün renk alan açılan çocuklaşan şey
Bu bütün el ayası çarpıntı ve soluk olan şey
B u kırılgan ürperişli ilik kalkan
Bu erkenciliği dudağın bu yaraya
çağrı gibi çok pürüzsüz deri baharda
Ama öyle geliyordu ki şimdiden bana
Gösteriyordu yaprak kanını ilk yıldızını solgun bir noktasını bir sözverişini
Gülün
Güle gelince bu yıl
Çünkü yeteri kadar kar görmedi don tutmadı pek
Sönmüş dönmüş olsaydı gül o derinliğinde şimdi
Sonu olsaydı gülün
Ezilmesi solması büzülmesi olsaydı gülün
Bir yeraltı belâsı bir bilinmez larvalar belirtisi için
Bir vakitsiz pas hastalığı bir özsu eksilmesi bir çeşit
Loğusalık humması kızıllık ve solgunluk içinde
Bir koku bir afat vurması bir hormonlar ilerleyişi
Bir burcular bozgunu yarık ve çatlak aynı zamanda
Batkı hem de batkısıysa bu
Gülün
Nice bir uzun bu yıl bir nice
Bu bitmez bekleyiş gülü
Sonra tüketircesine soluğu yıkıp gidercesine
Dirliği yok edercesine dileği
Delsin giderek delsin
Dirilir gibi dirilmez gibi durup
Gene de delsin
Gül
Adını sesleniyorum dilimi
Dayıyorum damağıma öğreniyorum
Derinden esinlenip rüzgârdan yaklaştığını
O buruk erkini yakında varlığını
Seziyorum karanlık ışığını erkenliğini
Taçyapraklarının irkilmesini derken alıyorum
Ağırlığını ilkin elime
Kadehe şarap dökercesine
Hafifliğini oynak bir buğu gibi
Parmaklarıma Nerdeyse bir düzyazıyle kesilen uyumlu yürüyüş gibi
Adını söylüyorum yeniden
Gül
Sen ki gülsün bakırdan ve kükürtten
Koyu kırmızı gül ve bembeyaz gül
Ateş gibi külün beyazlığında
Açılan ağız gibi
Sen ki gülsün ey göz kamaştıran gül bu vaktinde yılın
Ki nesi varsa övgüdür senin şanına görünüşüne
Ey gül ki varlığınsın adınsın