Ey kente tutsaklığımı duyuran bahar
soluğumu kırağıya düşerken saf
bakışımı tahliyeci kızların yüzü gibi tuhaf yakaladın
bana aşkın yeşil yaylasını da söyle
Aşk! ayırmak kalabalıktan kalbini
Serseri kalbim savuracak beni çarptıkça
uygar beynimi yora zora
Bağrı yumuşak kayaların rahminde uyuyup
yeraltı sularının yolunda yürüyecek
geride kalacak sennehri, bennehri ve siznehri
Güvenilir arkadaş. İyi kılavuz
dipsiz göz nehrinin yatağı
Nem ve gövdenin
ten ve dalganın ve harlayan hayatın cebri
silip atacak üzerimden dünyanın kuburunu
bana geçmişten ne kibir ne rant
korkunç hayret vadisinde
yitik vadide
Aşk utandırmasın kimseyi
Dün çok yakın / Yarın
Uzakbıraksakın’dan sonraysa
ya HazırolMamak ya TekmilDiyar’ın
bakır kazanlarına konmaksa
varmak değil, aslolan varolmaksa
Aşk utandırmasın kimseyi.
(İz ve Rüya)