1.
dostlar’dan soracaksın, düş yaprağı
ince, oluklu kaldırım taşlarında
nalçaların ezdiği
yağmur duaları sanki
unutulmuş
birden anımsanan
güneşli
öğle üzerleri
Bütün çiçek adlarını sayıp
dökül
üşü esmerliğine
birden
buğulu bardaklara uzanınca neden
mevsimlerden
güz, telleri çamurlu
gitarıyla
kırevinde gözlerinin
bir flaubert’im, annesi ırmak
ışıyan dizeleri kör bir şairin
kolonya şişeleri
mehmet akif
bismillahir
(rahmanir)
rahim, yüksek sesle
aşkın kalbi terkedişi
fiyatlarımıza kdv. lütfen
hüznün dışardan getirilmemesi
2.
otel ay’dan soracaksın, fal sütunlarında
bir adresim vardı
kül
şimdi konsolda
çekmesinde masanın
terliklerin çırpınışında
kanat vuruşunda fincanların
ayağıma dolaşan marmara caddesi bir bulmaca
sesimizde mimozalar
soldan sağa: darmadağın-
desem inanmaz, sesimizde bu turuncu tayflar
artık tütmeyecek bir duman
gibi duran kadın
yukarıdan aşağıya: yıllardır oturulmamış
sandalyelerin bakışı, kullanılmadan
eskiyen gülümseyiş
tanıksız cinayetler
perdelerin açık unutuluşu
niçin bir fırtınayı andırır çıplak omuz başların
çaprazına: tam da dudakların
bardağa dokunduğu yerde
bir torna tezgâhı
niçin en çılgın mimarıyız uzaklıkların
3.
alın bir anlık ısıtın kalbimi
ey balkonu güneş gören evler
koynuma karanfil sesleriyle akan ey
işte söndü ışıklar, kovulduk
yüzde dört garsoniye. lütfen
hüznün masalarda unutulmaması
ağustos ’88, ümraniye