Bunları da Okuyun

    ben-sensiz-yasayamam Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Bulunur Şiiri – Cemal Safi

    19 Ağustos 2025

    Geç Kalmış Ölüm Şiiri – A. Kadir Bilgin

    29 Aralık 2021

    Ne zaman Eğilip Baksam Yüreğime Şiiri – Arif Damar

    29 Aralık 2021

    Müfredât 57 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Ancak Özlemi Bilen Şiiri – Johann Wolfgang von Goethe

    29 Aralık 2021

    Kapısını Şiiri – Aşık Sümmani

    29 Aralık 2021

    Kaşık Meselesi Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Turan Emeksiz Şiiri – Enver Gökçe

    29 Aralık 2021

    Gün Yalımı Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Mehmet Akif Ersoy»Hakkın Sesleri’nden Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Hakkın Sesleri’nden Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Mehmet Akif Ersoy- Mehmet Akif Ersoy
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Üç beyinsiz kafanın derdine, üç milyon halk
    Bak nasıl doğranıyor? Kalk, baba, kabrinden kalk!

    Diriler koşmadı imdâdına, sen bâri yetiş…
    Arnavutluk yanıyor… Hem bu sefer pek müdhiş!

    Tek kıvılcım kabarıp öyle cehennem kustu:
    Ki hemen kol kol olup sardı bütün bir yurdu.

    O ne yangın ki: Ocak kalmadı söndürmediği!
    O ne tûfan ki: Yakıp yıktı bütün vâdîyi!

    Âşinâ çehre arandım… O, meğer, hiç yokmuş…
    Yalınız bir kuru çöl var ki, ne sorsan: Hâmûş!

    Âşinâ çehre de yok hiçbirinin yâdı da yok;
    Yakılan bunca hayâtın, hani, ecsâdı da yok!

    Yoklasan külleri, altından, emînim, ancak
    Kömür olmuş iki üç parça kemiktir çıkacak!

    Baba! En sevgili annen, o senin öz vatanın
    Olacak mıydı fedâ hırsına üç kaltabanın?

    Dedemin sürdüğü, can ektiği toprak gitti…
    Öyle bir gitti ki hem: Bir daha gelmez ebedî!

    Ne olurdun bunu kalkıp da göreydin acaba?
    “Meşhed”in beynine haç saplanacak mıydı baba!

    Ne felâket: Dönüversin de mesâcid ahıra,
    Hırvat´ın askeri tepsin çıkıp üstünde hora!

    Bâri bir hâtıra kalsaydı şu toprakta diri…
    Yer yarılmış, yere geçmiş, şühedâ türbeleri!

    Nerde olsam çıkıyor karşıma bir kanlı ova…
    Sen misin, yoksa hayâlin mi? Vefâsız Kosova!

    Hani binlerce mefâhirdi senin her adımın?
    Hani sînende yarıp geçtiği yol “Yıldırım “ın?

    Hani asker? Hani kalbinde yatan Şâh-ı Şehîd?
    Ah o kurbân-ı zafer nerde bugün? Nerde o iyi?

    Söyle, Meşhed, öpeyim secde edip toprağını;
    Yok mudur sende Murâd´ın iki üç damla kanı?

    Âh Meşhed! O ne? Sâhandaki meyhâne midir?
    Kandilin, görmüyorum, nerde? Şu peymâne midir?

    Ya harîminde yatan,şapkalı sarhoşlar kim?
    Yoksa yanlış mı? Hayır, söyleme, bildim… Bildim!

    Basacak mıydı, fakat, göğsüne Sırb´ın çarığı?
    Serilip yerlere binlerce şehîdin sarığı,

    Silecek miydi en alçak neferin çizmesini?
    Dürtecek miydi geçen, leş gibi her lîmesini?

    Ya şu üç parçalı bayrak dikilirken tepene,
    Niye indirmedi, kim çıktı bu halkın önüne?

    Hani, milletlere meydan okuyan kavm-i necîb?
    Görmedim bir kişi, tek bir kişi meydanda…Garîb!

    Hani, haysiyyetinin gölgesi çiğnense eğer;
    -Olmadan üç kişinin, beş kişinin, hûnu heder-

    Kahraman gayzı yatışmaz, kanı coşkun efrâd?
    İşte haysiyyet-i kavmiyye muhakkar, berbâd!

    Hani “Nâ-mahreme ben söyliyemem kızlarımın,
    Karımın ismini… Hem öldürürüm, sorma sakın!

    Diye, tahrîr-i nüfûs istemiyen er kişiler!
    Hani, göstermediler eski celâdetten eser;

    Fuhşu i´lâya koşan bir sürü nâ-merd öteden,
    Ne selâmlık ne harem dinlemeyip çiğnerken!

    Hani, ey kavm-i esâret-zede, muhtâriyyet?
    Korkarım,,şimdi nasîbin mütemâdî haybet!

    Hani, ey unsur-i bî-râbıta, istiklâlin?
    Ebediyyen, sanırım, söndü bütün âmâlin!

    Hani “Başkım” cıların kurduğu yüksek hülyâ?
    Seni yıllarca avutmuş da o mel´un rü´yâ,

    Uyumuştun… Ya uyansaydın eder miydi tebâh,
    Mülkü, birdenbire âfâka çöken kanlı sabah?

    Karadağ haydudu, Sırp eşşeği, Bulgar yılanı,
    Sonra Yunan iti, çepçevre kuşatsın vatanı…

    Târümâr eyleyiversin de bütün ordumuzu,
    Bizi kovsun elimizden alarak yurdumuzu.

    Kimsesiz ailelerden kimi gitsin bıçağa
    Kimi bin türlü fecâ’atle çekilsin kucağa…

    Birinin ırzı heder, diğerinin hûnı helâl…
    İşte, ey unsur-i isyan, bu elîm izmihlâl,

    Seni tahrîk eden üç beş alığın ma´rifeti!
    Ya neden beklemiyordun bu rezîl âkıbeti?

    Hani, milliyyetin İslâm idi… Kavmiyyet ne!
    Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyyetine.

    “Arnavutluk” ne demek? Var mı şerîatte yeri?
    Küfr olur, başka değil, kavmini sürmek ileri!

    Arabın Türke; Lâzın Çerkese, yâhud Kürde;
    Acemin Çinliye rüchânı mı varmış? Nerde!

    Müslümanlık´ta “anâsır”mı olurmuş? Ne gezer!
    Fikr-i kavmiyyeti tel´în ediyor Peygamber.

    En büyük düşmanıdır rûh-i Nebî tefrikanın;
    Adı batsın onu İslâm´a sokan kaltabanın!

    Şu senin âkıbetin bin bu kadar yıl evvel,
    Sana söylenmiş iken doğru mudur şimdi cedel?

    Artık ey millet-i merhûme, sabâh oldu uyan!
    Sana az geldi ezanlar, diye ötsün mü bu çan?

    Ne Araplık ne de Türklük kalacak aç gözünü!
    Dinle Peygamber-i Zîşân´ın İlâhî sözünü.

    Türk Arapsız yaşamaz, kim ki ’ yaşar’ der delidir,
    Arab’ ın, Türk ise hem sağ gözü, hem sağ elidir.

    Veriniz baş başa; zîrâ sonu hüsrân-ı mübin:
    Ne hilafet kalıyor ortada billâhi, ne din!

    “Medeniyyet! ” size çoktan beridir diş biliyor;
    Evvela parçalamak sonra da yutmak diliyor:

    Arnavutlar size ibret olacakken, hâlâ,
    Ne bu şûrîde siyâset, ne bu fâsid da´vâ?

    Görmüyor gittiği yanlış yolu, zannım, çoğunuz…
    Size rehberlik eden haydudu artık kovunuz!

    Bunu benden duyunuz, ben ki, evet, Arnavudum…
    Başka bir şey diyemem… İşte perişan yurdum! ..

    (Babam Fâtih müderrislerinden İpekli Hoca Tâhir Efendi merhumdur ki, benim hem babam, hem hocamda. Ne biliyorsam kendisinden öğrendim. Şiirin daha iyi anlaşılmasına merhumun da rahmetle anılmasına vesîle olur diye şu haşiyeyi yazmaya mecbur oldum.)

    Hakkın Sesleri'nden Şiiri - Mehmet Akif Ersoy Hakkın Sesleri'nden Şiiri - Mehmet Akif Ersoy şiiri Mehmet Akif Ersoy şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Geçinme Belası Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Küfe Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Hasır Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Tevhid Yâhud Feryâd Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Merhum İbrahim Bey Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Selmâ Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Bunları da Okuyun

    Parçalanmış Zamanlar Şiiri – Adnan Azar

    29 Aralık 2021

    Topraktaki Sevince Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Piyano Soloları III Şiiri – Akif Kurtuluş

    29 Aralık 2021

    Fazıl Say İçin Prelüd Şiiri – Ali Cengizkan

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Ataol Behramoğlu

    Eylül Sabahının Serinliğini… Şiiri – Ataol Behramoğlu

    Ataol Behramoğlu

    eylül sabahının serinliğini Yaprakların serinliğini Ciğerlerime dolduruyorumSessizlik ve serinlik Birleşiyor Yı………………..

    Pul Pul Şiiri – Can Yücel

    28 Aralık 2021

    Sevdiğim (Afitab Cemalin) Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021

    Bedri Rahmi Eyüboğlu Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Müstezat Şiiri – Aşık Sümmani

    29 Aralık 2021

    Sabah Olur Cümle Alem Uyanır Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Karda Gömülü Şiiri – Hans Magnus Enzensberger

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Agah şiirleri Ruhsati şiirleri Karacaoğlan şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.