Bunları da Okuyun

    Benden Selam Eyle Hubun Hubuna Şiiri – Ruhsati

    29 Aralık 2021

    Son Mektup Şiiri – Vladimir Vladimiroviç Mayakovski

    29 Aralık 2021

    Bülbül Gonca Güle Aşık Değil Mi Şiiri – Aşık İsmail Daimi

    29 Aralık 2021

    Gönül Nikahı Şiiri – Cemal Safi

    19 Ağustos 2025

    Yok İse Elde Sermayen Şiiri – Ruhsati

    29 Aralık 2021

    İlk Buz Şiiri – Andrey Voznesenski

    29 Aralık 2021

    Yemin Ederim Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Ant Şiiri – Edip Ayel

    29 Aralık 2021

    Hena İçin Ayrılık Şiirleri (Ölüm Bana) Şiiri – Tuğrul Keskin

    29 Aralık 2021

    Geri Çekiliyoruz Şiiri – Altay Öktem

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Mehmet Akif Ersoy»Merhum İbrahim Bey Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Merhum İbrahim Bey Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Mehmet Akif Ersoy- Mehmet Akif Ersoy
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Dönen muhît-i nigâhımda yâl ü bâlindir,
    Bütün hayâlim o fevka’l-hayâl hâlindir.
    Zalâm-ı hayrete düşmüş, batar çıkarken ümid,
    Önünde rehber olan meş’alem hayâlindir.
    Semâ-güzîn olarak gittin ey İlâhî nûr,
    Peyinde şimdi ufuktan geçen zılâlindir.
    Bu kâinât senin hâtıranla hep lebrîz:
    Zemin, zaman bana yâd-âver-i cemâlindir.
    Bütün cihâtta akseyleyen hemâlindir,
    Esîr, sanki bir âyîne-i celâlindir!
    Nücûm-i lâmia-zâ bârikàt-ı irfânın,
    Leyâl, ihâta-i eşyâdaki kemâlindir.
    Seher o nâsiyeden bir nişân-ı feyzâ-feyz,
    Şafakta dalgalanan renk reng-i âlindir.
    Ulüvv-i kâ’bını tasvîr eder nigâhımda
    Semâ olanca vuzûhuyle bir misâlindir.
    Cibâl, heykel-i sâhib-vakàr-ı azmindir,
    Suhûr, hıffete düşman olan hısâlindir.
    Bulut yemîn-i leâlî-nisâr-ı cûdundur,
    Güneş müfekkire-i herdem-iştiâlindir.
    Tulû’, levha-i rengîn-i ibtisâmındır,
    Gurûb, safha-i gamkîn-i infiâlindir.
    Havâda mevcelenir sânihât-ı kudsiyyen,
    Riyâh, rûhumu pür-cûş eden mekàlindir.
    Çemende cilveler eyler bahâr-ı dîdârın,
    Sabâ nüvîd-i ümîd-âver-i visâlindir.
    Şitâ, peyinde hurûşan kıyâmet-i kübrâ,
    Rebî’, hâtıra-i şi’r-i lâ-yezâlindir.
    Hülâsa, nazra-i im’ânımın önünde cihan
    Senin sahîfe-i zâtın, senin meâlindir.
    Senin hayâl-i sabîhin -ki bir zaman ey yâr,
    Edince leyle-i rûhumda bin emel bîdâr;
    Kıyâs ederdim açılmış sabâh-ı istikbâl-
    Bugün bulutların altında eylemekte karâr!
    Garîb, şâm-ı garîban kadar hazîn oluyor,
    Nigâh-ı rikkatimin karşısında fecr-i bahâr.
    Birer bürehne kadîd-i mehîbi andırıyor
    Hayât hulle-i sebzinde cilveger eşcâr.
    Bütün bu sâha-i hadrâ, bu nev-demîde çemen
    Yeşil bir örtünün altında bir amîk mezâr!
    Sımâh-ı cânıma bin uhrevî sadâ geliyor
    Neşîdeler okuyorken gusûn-i terde hezâr.
    Temevvüc eyleyerek gözlerinde jale-i nûr
    Şükûfe-zârda gûyâ ki ağlıyor ezhâr.
    Senin sahîfe-i zâtın, senin meâlin iken
    Bütün cihân-ı bedâyi’de müncelî âsâr,
    Samîm-i rûhumu pür-cûş ü bî-karâr ediyor
    Bugün o sîne-i hilkatte inleyen eş’âr!
    Muhît şimdi şebistân-ı iğtirâbındır:
    Bugün uyanmıyor artık o nâzenîn eshâr!
    Sen ey semâları işràk eden ziyâ-yı ezel,
    Bu hâkdânı bıraktın peyinde zulmet-zâr!
    Gerildi bir ebedî perde beynimizde, senin
    Açıldı pîş-i celâlinde âlem-i dîdâr.
    Cihan cihan dolaşırsın fezâ-yı lâhûtu,
    Nasıl ki yâd-ı hazînin gezer diyar diyar!
    Hayât varsa senin sermedî hayâtındır,
    Azâb, yoksa, bu fânî hayât-ı velveledâr.
    Sükûnu nerde bulur âh kalb-i mehcûrum?
    Derûn-i sînede bin herc ü merc-i dâim var!
    Demek, görünmeyeceksin ilel-ebed bana sen,
    Demek, uzaktasın ey yâr-ı mihriban benden!
    Hayâta sen beni rabteylemiş iken, şimdi
    Aceb nasıl yaşarım söyle âh sensiz ben?
    «Günün birinde gelirsin de eski âlemler
    Devâm eder yine birlikte öyle şâtır, şen…
    Bu gîrûdâr-ı maîşetten el çeker, ararız
    Seninle sîne-i uzlette gizli bir me’men…
    Karışmayız şu cihânın nebûd ü bûduna hiç,
    Nasıl ki bunca zamandır karışmadık zâten!
    Uzakta aksede dursun o hây ü hûy-i mehîb…
    Sükûn içinde biz ey dost, yek-revan, yek-ten,
    Devâm eder gideriz her zamanki âhenge,
    Döner muhîtimiz üstünde hep senin nağmen…
    Beyân-ı ukde-güdâzınla mübhemât-ı şu’ûn
    Yavaş yavaş açılıp bir vuzûh olur rûşen.
    Verâ-yı perde-i kudrette gizlenen râzın
    Önünde feyz-i beyânın açar da bin revzen,
    İyân olur o zaman karşımızda âlem-i rûh,
    Düşüp gider gözümüzden bütün kuyûd-i beden!
    Birer terâne-i ilhâm olan neşâidini
    Kemâl-i vecd ile tekrâr dinlerim…» derken,
    Bugün emellerimin hepsi ser-nigûn oldu…
    Meğerse olmayacakmış ne bir gelen, ne giden!
    Meğer açılmayacakmış müebbeden artık
    O perde perde hakàik, o ukdeler, o dehen!
    Yazık ki yükselerek matla’ında etti karar
    O lem’a lem’a sünûhat… Hem de pek erken!
    Niçin gurûb ediverdin sen ey sitâre-i Şark,
    Henüz kemâlini derk etmeden zavallı vatan?
    Şu son zamanda zıyâ’ın kadar zıyâ’-ı elîm
    İsâbet etmedi âfâk-ı Şark’a, İbrâhîm!
    Eğerçi milletin ümmîd-gâh-ı ikbâli
    Olan beş on büyük âdem, beş on vücûd-i kerîm
    Birer birer heder olmuştu senden evvelce…
    Senin peyinde fakat kaldı bin ümîd-i akîm!
    Yarım asırda uyanmış çerâğ-ı feyze bakın:
    Bir anda oldu sönüp perde-pûş-i hâk-i remîm!
    Tasavvur eyleyemezdim ki ansızın dursun
    Felâh-ı ümmet için çarpınan o kalb-i rahîm;
    Tahayyül eyleyemezdim ki seyrden kalsın
    Muhît-i Şark’ta cevlân eden o fikr-i hakîm.
    Ridâ-yı hâke büründün sen ey sirâc-ı edeb,
    Fakat o lem’a ki yâdımdadır… Zevâli adîm,
    Durup mezârının üstünde ağladıkça sehâb;
    Gelip başında enîn eyledikçe rûh-i nesîm;
    İnip melâik-i rahmet cihân-ı bâlâdan,
    Harîm-i kabrine ettikçe her zaman ta’zîm;
    Bahâr vakti çiçeklerde yâd-ı enfâsın
    Meşâm-ı câna duyurdukça bin lâtîf şemîm;
    Döner hayâlimin en muhterem harîminde
    Senin o tayf-ı lâtîfin ey âşinâ-yı kadîm!
    Musâb olan yalınız âilen midir? Heyhât,
    Bıraktın arkada binlerce hânümânı yetîm.
    Olurdu dest-i tesellî-medâr-ı lûtfunla
    Sirişk içinde yüzen çehreler bir anda besîm;
    Ederdi cûd-i merâhim-nümûd-i feyyâzın
    Hazâin olsa bütün ehl-i fâkaya taksîm.
    O bir cihân-ı fezâildi, mahvolup gitti…
    Nedir? Niçindir İlâhî bu inkılâb-ı azîm?

    Ey yâd-ı güzîn-i ihtirâmı,
    Rûhumda hayâtının devâmı;
    Ey lem’a-i feyzinin tamâmı,
    Subh-i ezelînin ihtişâmı;
    Âmâline dar gelince nâsût,
    İkbâline sîne açtı lâhût.

    Bakmaz da bu dâr-ı ibtilâya,
    Rûhun can atardı i’tilâya;
    En sonra o nûr-i arş-pâye
    Yükseldi civâr-ı Kibriyâ’ya…
    Dem şimdi dem-i saâdetindir:
    Ervâh, nedîm-i hazretindir.

    Tevfîk olarak yolunda hem-râh,
    Aştın şu fezâ-yı târı nâgâh;
    Tâ fecr-i bekàda oldun âgâh…
    Hâlâ gidiyorsun Allah Allah!
    Pervâzına yok mudur tenâhî?
    Ey tâir-i gülşen-i İlâhî!

    Her gül dibi medfen-i hayâlin,
    Her gonca kitâbe-i kemâlin;
    Her yerde nihân olan cemâlin,
    Her yerde iyân olan meâlin;
    Bir yerde görünmüyorsun amma;
    Her yerde bedâyi’in hüveydâ!

    Ey sen ki harîm-i Hakk’a mahrem
    Oldun da yabancın oldu âlem;
    Yâd eyleyecek misin ki bilmem?
    Dünyâ denilen bu sicn-i mâtem
    Hâlâ bana dâr-ı imtihandır…
    Kurtulmadım işte an bu andır!

    Ey yâr-i azîz-i gam-küsârım,
    Mahvoldu Hudâ bilir karârım,
    Sarsıldı olanca ıstıbârım;
    Bî-zâr peyinde rûh-i zârım!
    Gittin, beni kimsesiz bıraktın,
    Yaktın beni hasretinle yaktın!

    (İbrâhim Bey merhum ki tabâbet-i baytariye ulemâsındandır, hâk-i pâk-i Şark’ın yetiştirdiği nevâdir-i irfân ü fazîletin biridir. Merhumu yakından tanı- yanlar dört sene evvelki fecîa-i irtihâlinin millet için ne elîm bir zıyâ’, hükûmet için ne azîm bir hacâlet olduğunu teslimde tereddüt etmezler. Şark’ın, Garb’ın bedâyi’-i ilm ü fennini toplayıp hâfızasına doldurmuş; mahfûzâtını muhâke- mâtıyle, meşhûdâtıyle şâyân-ı hayret bir sûrette tevsî’ etmiş; Şark’ın her tarafı- nı defeât ile dolaşmış; Garb’ın en medenî memâlikini görmüş gezmiş; elsine-i Şarkıyeyi edebiyâtıyle bilir; Fransız, Rus lisanlarını hakkıyle öğrenmiş olan bu büyük adam fıtraten mahviyyete âşık, iştihâra düşman olmasaydı, emînim ki, hükûmet-i sâbıkanın o sâbıkalı ricâli yüzünden gurebâ hastahânelerinde ölen, öyle bir hakîm-i zû-fünûnu tanımak için kàriîn-i kirâm benim gibi bir âcizin delâletine müftekır kalmazdı!)

    Mehmet Akif Ersoy şiirleri Merhum İbrahim Bey Şiiri - Mehmet Akif Ersoy Merhum İbrahim Bey Şiiri - Mehmet Akif Ersoy şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Geçinme Belası Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Küfe Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Hasır Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Tevhid Yâhud Feryâd Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Selmâ Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    El-uksur’da Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    Bunları da Okuyun

    Flora Şiiri – Akgün Akova

    29 Aralık 2021

    Öte Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Granit Şiiri – Sedat Umran

    29 Aralık 2021

    Belki Yine Gelirim Şiiri – Ahmet Telli

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Ahmet Muhip Dıranas

    Bir Sokak Şiiri – Ahmet Muhip Dıranas

    Ahmet Muhip Dıranas

    Dün gece lambaların kör ışığı içinde —–Herkes ömründe bir kez olsun o yoldan geçer___ Bir…

    Bu Şehrin Hamamları Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Ve Onlar Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021

    Rubailer – 3 Şiiri – Ömer Hayyam

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Şu Karşıdan Gelen Dilber Şiiri – Aşık Ömer

    29 Aralık 2021

    Aşk Başlamadan Güzel Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Hakıykat İçre Ger Cansan Şiiri – Şah Hatayi

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Pir Sultan Abdal şiirleri Agah şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Karacaoğlan şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Ruhsati şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.