İstanbul gözlerini açınca gözlerin başlıyor
Sen gözlerini açınca akşam nakışları
Alnında bir umut, bir telaş, bir kalabalık
İsmail’in boynunda bir vebal halindedir
İçinin kırılmış bakışları
Bir de ağladıkların
Yani güvercinler
Sağ yanın bir kurşun karanlığı
Sol yanından ne haber
Buralarda şimdi ne mi var
Bak mesela bunlar kalbimizin yazıları
Çevresi duvarların ardında dağlar ve dallar gibi
Uğuldayan İsmail’in geceye
Gecenin İsmail’e yakarışları
Yeminler
Yeminler
Yeminler
Dudaklarında bir ihanet bir kan
Yüreğinden ne haber
Biri mesela diyelim mütebessim hüznünü
Savurur kentin mücessem ihanetine
Biri de
Bu şiirden çıkardığı mermileri
Ateşlerin aynasına dayayıp yüzünü
Bir de tenhadan çıkıp gelmiş bir şair
Elinde ayağında hicap ile örülü şiirler
Senin sağ gözün bir bulut bir yağmur
Peki sol gözünden ne haber
Peki öyleyse ben burada kimim
Her gece bir başkası
Her seher bir başka ben
Her rüyada adımdan yüzülür bedenim
İkide bir şiirlerden çıkarıp yüreğini
Her yeni efsanede yeniden yıkar
Dedikleri deli benim
Benim bir elimde sen
Bir elimde elem
Senin elinde ne var
Sen kalbimin süzülmüş ahengi
Sebilim, sualim, cevabım, imtihanım
Beklenenim yani a efendim yani sen
Siperler içinde beklediğim haber
Beni ört
Beni sakla
Bana katlandığını söyle
Bana elini ver