Bir zamanlar ezanla uyanırmış ahali,
Ne rutubetten şikayet
Ne ağız dolusu küfür
Ne başucunda nöbeti
Çıngıraklı saatlerin…
Bir zamanlar ezanla uyanılırmış
Güneş doğmazmış üstüne
Uykuda insanoğlunun
Şehrin serin sokakları
Birbiriyle selamlaşan
Güleryüzlü kardeşleri
Muhabbetle karşılarmış.
Bir zamanlar ezanla uyanılırmış
Besmeleyle başlanırmış gündüze
Kepenkler besmeleyle açılır
Besmeleyle kesilirmiş kumaşlar
Kardeşine gönderirmiş müşterisini
Günün ilk işini yapan esnaflar.
Bir zamanlar ezanla uyanılırmış
Bir anda çarşı Pazar
Birbirine dua eden
İnsanlarla dolarmış
Ve kadınlar ilk ağızda
Komşusunun derdi için ağlarmış.
Bir zamanlar ezanla uyanılırmış
Çiftçi işçi esnaf memur
Bir tarağın dişleri gibi eşit
Aynı duvarın taşları gibi kenetlenirmiş
Ne yerli ne yabancı
Kimsenin gurbetlik çekmediği
Şehirler varmış.
Bir zamanlar ezanla uyanılırmış
Evlerden camilere dolarmış mahalleli
İçlerinden en münasip
En akıllı en bilgili
En muttaki olanı geçermiş öne
Birlikte yönelirlermiş evrenin sahibine
Birlikte çözülürmüş cümle sorunlar
Hem de camiin içinde.
Bir zamanlar ezanla uyanılırmış
Bayram namazından sonra
Kucaklaşır helalleşir gülüşür
Kurbanlar keserlermiş Allah yoluna
Yürekler ikram etme yarışında
Böylece bir anda çarparmış…
Bir zamanlar ezanla uyanılan
Şehirler varmış…