Eskiden
bir adamın
ince olan yüzü
sonradan toparlak-
laşırsa bilelim/mi/ki
acımasızlık daha çok
yakışır böylelerine
Cebini değil keşke, insanın
zihnini zengin eden bir meslek
edinmiş olsaydım, diyorum
sözlük yazarı mı olsaydım
kelime oyuncakçısı mı yoksa
kurşun harfler döken bir dökümhanede
körükçü olmak da yeterdi belki
sırtı, evlerin çatısına benzeyen
koyu mavi bir kamyona
gazeteleri istifleyen muavin
de olabilirdim
İncecik incecik bir güneş
vursa penceremden içeri
perdenin kenarında biliyorum
ossaat gülümseyecek yüzüm
Ilık bir lodos ya da
yakalayıp geçse ucunu kasketimin
alnım yeniden ışıklanacak
ben, sonradan görme arkadaşın
hem rüzgara hem güneşe gülümsüyorum
Yüzüne bakıp kimseyi
yargılamamalı bir daha
şişman yatıp da insan
zayıf kalkabilir sabaha