sure sure işlemişler göğsünü tavusumun
adresime çıkartılmış baharagöz değmişler
gün vurdukça hatırana, daralıyor nefesim
öylesine bin acıya tahammül etse de
bu cevre tahammül etmez göğüs kafesim
aşk iğnesi, yürek oltası
sakalının tellerine değmiş olmak için rüzgar
bugün daha bir telaşlı
bugün ekmek yapmıyor annem
çün soframız hüzün kaplı
bu ne göç ediştir bre, bune acı uçuştur
kırılmıştır hala çırpar serçemin kanatları
can bir yana, ten bir yana
vurulduktan sonra baba gördüm koşan atları
Yasin yelesinde bin Hıra saklı
sağrısında kan damlıyor izlerinin üstüne
ardından yankılanıyor hasretin hoyratları
vurmasınlar
vurmasınlar söyle
vurmasınlar söyle baba şaha kalkan atları
(Haziran 1989)