bu zeytuni, bu mecbur edildiğim
öylesine aşufte bir hayatı
çıkarttım gözümden
çektirdiğim resimleri, cop izlerini…
koynuma iki yılan gibi sokulan o yıllar
hayatımın hava parasıydı, ödedim
konuş dediler konuştum, sustum sus dediler
bana hainliğin yakıştığını söylediler
gereği gibi oynadım verilen tüm rolleri
yuhalandım ve alkışlandım, ama şimdi
söndü sahne ışıkları
ardımda kötü bir isim
dostlar,
sessizce terkediyorum burayı
bir haki zamanın sır tutanağı
bu belgeyi bırakıyorum geleceğe
kafesler içinde kafesler
iniltiye dönüşen ninniler var şimdi içimde
bir ihtilal gibi yayılıyor acı
geçmişime
geleceğime
kalbimle aramdaki o girilmez vadiye
ben bir yasak işledim sorgum yapıldı
suçsuzum dedim, ama değildim:
imrenerek bakmışım uçan bir kuşa
katilini emziren bir ananın acısı bendeki
bir seyyahım ki ölümümü sırtımda taşıyorum
sanki yaşıyorum bu minval üzre
bir gün bana darağacı olacak
bu söğüdü sulamak zorunda kalışım
çaresizliğim!
çaresizliğim!
kendimi vuracak bir kıyı bulursam
biraz daha kahır yüklenirim
sokaklara çıkmam ne de balkonlara
çekilirim gönlümün sıkıyönetimi olmayan diyarına.