gök gürültüsü-
dolu dizgin sevdalarımızla
pimi çekilmiş bomba gibiydik
kaç heyecan istif ettik meydanlara
kaldırımlar rapraplarımızla uyandı kaç kez
asfaltları kanattık körkütük hıncımızla
sloganlar tilavet ettik ezberden
göndere pankartlar çektik mealler eşliğinde
otağ-ı humayuna ayarlı bileklerimiz
yerinden fırlayabilirdi bir emirle
eklem yerlerinden gelen
civata seslerini gizleyemedik
zihninin ve kalbinin olanca yoğunluğunu
adalelerine aktarmış atletler
yüreklerini molotof kokteyli diye attılar lağımlara
on soruda kellesiz savaşmanın yolları konulu
bilimsel dersler verdik
hem defterimiz hem kitabımızdı duvarlar
öğretmeni ve öğrencisi olduğumuz sınıfın
dost avına çıktığımız günler
bir çay içimi muhabbet
üçüncü hamur seviyesinde ülfet
ersine dönen çarkıfeleğin yüreğini aradık
kendimizi aradığımızı bilmeden
fecirle tehtid ettiklerimiz
üstümüzü örtüyorlardı gün doğarken
bülbüller gibi
(1987)