Dar-es Selam’a belki kuşlar gelir İstanbul’dan, Moskova’dan
kuşlar nerelerden nerelere gitmez ki!
Ama bu toprağın dalına konan Moskovalı ilk uçak bizimkisi,
İlk İstanbullu ben.
Duydum afrika’nın kokusunu,
büyük kara Afrika’ının:
iri bitki, iri hayvan, iri güneş, iri yağmur, iri yıldız kokuyor.
Girdik şehre palmiyelerle muzların arasından.
Gözalabildiğine yeşil, gözalabildiğine sıcak bir akvaryuma girdik.
Dar-er-Selam batısında Hint Okyanusu’nun.
Daha Muhammet’ten önce kara kaşlı Arap korsanlarıyla Arap tüccarları çıktı bu kıyılara,
sonra başka korsanlarla başka tüccarlar
ve bunların kaşları samur,
ama iş kaşlarda değil.
Dar-es Selam başkenti Tanganika’nın.
Tanganika
Tanganika, Tanganika.
Bir türkü böyle başlayabilir.
Bir tam tam havası:
Tanganika, Tanganika,
kederlisi, sevinçlisi, akıllısı, kuzgunu, karası
Tanganika, Tanganika…
Biliyorsun,
Tanganika güney doğusunda Afrika’nın.
120’den çok kabilede 10 milyon kadar insan.
Müslüman, Hıristiyan, putperest.
Biliyorsun,
belli başlı ürünü: kahve, davar ve sizal.
Sizalın yaprakları yalın, yeşil kılınçlardır,
urgan, halat, çuval filan yapılır.
Biliyorsun,
bütün bunları yola çıkm
……….
……….