Sonbaharların
Sarı, ılık bulutlu güneşi
Ve nemli gülümseyişi,
Bahçelerde, sahillerde,
Puslu, sisli tepelerde,
Yakıcı olmayan ışınlarıyla
İçimizi ürpertirken;
Boğaziçi’nde dökülen
Savrulan yapraklar,
Yollar-kaldırımlar boyunca,
Hışırtılı kuruluğunca,
Birbirine kenetlenirken
Ve sessizce öpüşürken;
Yılların ötesinden
Seni anımsadım;
Vapurlar gözlerden uzaklaşırken,
Akşamları iskeleler tenhalaşırken
Geçmiş anıları kucakladım…
Sonbaharlarda
Bulduğum-yitirdiğim;
Çılgınca sevdiğim-sevildiğim,
Gözlerinin derinliklerindeki
Filiziliklerinde eridiğim,
En güzel renkli düşleri
Yakaladığım-paylaştığım
Sihirli Boğaziçi’ni,
Nasıl unutabilirim ki?
Ağaçlardan-dallardan
Etrafa saçılan,
Adımlarımızı kuşatan
Ezilmiş yaprakların eşliğinde,
Sabahların uykulu sessizliğinde
Yeniden dünya’ya gelmişçesine
Bu cennet kıyıları dolaştım;
Tüm üzüntülerden arındım.
Maviliklerin-griliklerin
Derinliğinde-esintisinde,
Beylerbeyi’nin rıhtımında yakaladım
Çatanaların-motorların,
Çığlık çığlığa balıkçıların
Ruhumda yankılanan
Özlem duyduğum gürültüsünü;
Güneş batarken kıskandım
Rengârenk bulutların
Karşı kıyıları uyandıran,
Ve yüreğimi dağlayan öpüşünü.