Bırakmayacaksın
Eski anıları,
Bıkmayacaksın
Renksiz düşlerden,
Hatırlayacaksın
Filizi bakışları;
Unutulmayan
O cânım gülüşlerden..
Boğaziçi’nden
Uzak bir kent’te,
Hamburg’ta
Bir dost toplulukta
Kadeh – kadeh
İstanbul’u anacaksın,
Çekilen büyük özleme
Yürekten yanacaksın;
“Eski Yalı” şiiri’ni
“Çatana” izleyecek,
Hamburg’un
Çamur renkli denizini,
Kadehler bile
Temizleyemiyecek..
Artık avuntu da vermeyecek
Çatana’ların çat – çatları;
İçinize sinmeyecek
Mavisini yitirmiş balıkları;
Selâm da göndermeyecek
Istanbul’a tümden
Yabancı olan bulutları,
Gözlerinize gülmeyecek
Rensburg’un martıları,
San Pavülü’deki çılgınlıkları
Bir rüzgâr silip götürecek,
Istanbul’dan yoksun
Kuru güncel anıları,
Bir gece’nin sonunda
Unutulup bitiverecek.
Sülün gibi bir gemi
Yanaşacak rıhtıma;
Belli ki Boğaziçi’nden,
Onun büyülü ve ılık
Maviliklerinden süzülüp geçmiş,
Istanbul’un
Havasıyla – suyuyla,
Doyumsuz kıyılarıyla
Kucak – kucağa gelmiş,
Bir sevimli gemi
Dolduracak limanı,
İstanbul kokan bu gemi
Derinden derine
Tazeleyecek sevinçlerinizi.
Ve de tüm üzüntülerinizi.
(Hamburg, 1976)