Yağmur olamadığım için
Bulutlandım-puslandım,
Dağların-tepelerin
Doruklarından eteklerine,
Salkım-saçak
Gelip yaslandım.
Uyuklarken yığıldım;
Dağılırken çalkalandım,
Bir başıboş rüzgara
Tutsak düştüm,
İliklerime kadar üşüdüm
Ve dilediği yere döküldüm…
Oysa kıraç topraklar,
Ağaçlar, ovalar, yaylalar
Beni gözlüyordu özlemle…
Aylak rüzgârların
Esintisinde-dümeninde
Göllerde-denizlerde
Nehirlerde çözüldüm,
Sonbaharda
Yapraklarla döküldüm,
Artık alabildiğine hürdüm…
Güneşle beraber
Ağladım-güldüm,
Onun sıcaklığına ve aydınlığına
Yaklaştıkça-uzaklaştıkça,
Renkten renge büründüm,
Işınlarından koptukça
Ve koyulaştıkça,
Griliğe doğru koştukça
Şimşeklendim, gürledim,
Bora oldum kükredim;
Buluştum kasırgayla
Göğü-yeri darmadağın ettim…
Çiçeklerin tozlarını üfledim,
Doğayı renklendirdim;
Yeşille maviyi düğümledim.
Doyasıya boşaldım
Dünyanın üzerine,
Bolluk-bereket getirdim,
Bütün insanları sevindirdim,
Yaşantıyı canlandırdım, sevildim…
Göklerde-denizlerde,
Dağlarda-tepelerde,
Mavi-masmavi boşluklarda
Gezinirken-eserken hürdüm;
Yere düşerken döküldüm,
Toprak anada dürüldüm,
Tohumla beraber sürüldüm…
Bir bulut olarak çıktım yola,
Gözyaşında kederlendim damla-damla.