Yaprak dökümü,
İçerenköy’de
Seninle güzel,
Eylül’lerde – Ekim’lerde
Yaprağın ölümü,
Ve yaşantımızdaki düğümü,
Gezinir tüm anılarımda
El – el..
Yaprak
Dalında yeşilken,
Ve üstelik
Bir de İçerenköy’deyken,
Sihirlidir – bizimdir;
Yeşil gözlerin içinde
Ve derinliğinde
Rengini tazelerken,
Mutlulukların,
Bir ömre adanmanın
En derinini
En bitmeyenini verir;
Verir de
Sonbaharları sevindirir..
Yaprak
Dalında sararırken güzün,
Etrafa yayılırken
Tatlı bir hüzün,
Çınar’ın dev gölgesinde,
Toprağa karışır
Hışır – hışır..
Üşümesin diye rüzgârı
Kucaklar kollariyle,
Sarar sımsıkı,
Ve beraberine alarak,
Uzaklara
Çok uzaklara götürür,
Ağlıyarak – yalınayak..
O artık
Tabanlarımızın altında
Ezilerek – büzülerek;
Yalnızlığa uzanan
Rüzgârlı yollarda
İnleyen bir ses,
Hışırtılı – hıçkırıklı
Bir nefes gibi;
Sekerek koşmaktadır.
Bir sihirli tablonun arkasında,
Derinliğine kaybolmaktadır..
İçerenköy’de,
Kuru çınar yapraklarına,
Değmediyse ayaklarınız
Doyasıya – kıyasıya
Bir def’a ömrünüzde,
Aşkın ne olduğunu
Anlamazsınız – anlatamazsınız;
Günahkârsanız bile
Cennet’ten kovulmazsınız,
Cehennem’e atılmazsınız..
İstanbul’da
Sonbahar’da,
İçerenköy’e çıkan
Çakıllı, kumlu bütün yollarda,
Eski anılar dolaşırlar,
El – ele,
Kol – kola..
Tıpkı yapraklar gibi
Yaşayan – solan,
Zamanı gelince de
Dalında kopan.
Ve sonunda kaybolan anılar
Rüzgârın uğultusuyle
Yeniden canlanırlar,
Ayaklanırlar;
Yaprakların hışırtısiyle,
Rüzgârın
Nefesi kesen musikisiyle
Sarmaş – dolaş olurlar,
Arkalarına bile bakmadan
Alabildiğine koşarlar,
Sonbahar sevgisiyle
Yol boyu fısıltiyle,
Yalnız ve yalnız
Aşkı konuşurlar..
Bu uğultulu ses,
Ürkek adımlarla da
Uzaklaştığında;
Ve tamamen kaybolduğunda,
İçerenköy
Yitirir artık eski sihrini,
Şirinliğini..
Yerler yapraktan arındığında,
Toprak özgürlüğüne kavuştuğunda,
Yeni bir mevsim başlar
Dalların doruğunda..
Kuruyan yapraklar,
Ve bu yaprakların
Üzerindeki çiğnenmiş anılar,
Sevinç gözyaşlarının tutamıyarak,
Unutulmuş
Burkulmuş adımlara doğru koşarlar,
Beraberce karışırlar, rüzgâra
Yağmur olup
İçerenköy’e boşalırlar,
Artık ikisi de
Mes’utturlar…
Gerilerde
Çok gerilerde,
Gözleri nemli
Kalbi kederli,
Bir doyumsuz
Sonbahar bırakırlar.