Düşlerin derinliğinde geçmiş yılları hatırlarken,
Çiçekleri dağılmış, eski ve yorgun bahçelerden,
Güzel bir sarhoş rüzgâr eser gönlünce, eser,
Sevinçli – kederli anılar, tanıdık yüzlerde gezer..
İlk buluştuğunuz, yaklaştığınız, ananız, babanız,
Kardeşleriniz, sevdikleriniz, özlediklerinizdir.
Arkadaşlarınız, dostlarınız ve sarıldıklarınız,
Size en güzel, en içten ve candan seslenenlerdir..
Çocukluk düşlerinizi – gülüşlerinizi, tümden derinden,
Öğrencilik, gençlik günlerinizin gölgeleri kovalar.
Yaşantınızın sevincinden, üzüntüsünden, gürültüsünden,
Çiçekler açarken yeşil dallarında, savrulmadan solar..
Anne, baba, kardeş, dost ve arkadaşlarınızın sevgisi,
Geçen zaman içerisinde yerini, eş ve çocuklara bırakır.
Bebeklerin yüreklerinden taşan ışıltılı – cıvıltılı sesi,
Annenin sevgiyle dolu iç dünyasında, kuşlar gibi şakır..
İçinizde, gözlerinizde nemlenen, filizlenen, düğümlenen
Bir ılık İstanbul rüzgârı, sizi ve düşlerinizi aydınlatır.
Boğaziçi’nde, burnunuzda tüten, renklenen, sevinen, gülen
Bir özlemle yaşamak arzusu, koyu karanlığınızı dağıtır.