Mavisini, yeşilini bırakıp gideceğiz,
En sevdiklerimizle de çözüleceğiz.
Toprağın altında sessizce uzanırken,
Acaba kimleri ve neleri özleyeceğiz? ..
Kuşkusuz, bir derin uykuyla bütünleşeceğiz,
Sabahları kalkmayı hiç düşünmeyeceğiz,
Üzerimizden geçen bulutlar dağılırken,
Geceleri ve gündüzleri farketmeyeceğiz…
Değer miydi boyunca gürültüyü çektiğimiz?
Yaşantıyı kendimize zehrettiğimiz;
Yarın ne olacağımızı bile bilemezken,
Bir gün önce niçin doyasıya gülmediğimiz? ..
Bu görkemli güzelim dünyayı bizim mi sandık?
Düşlüyorduk ki tüm meyvelerini tadacaktık.
Kır çiçeklerindeki minik renklere de doyamadık,
Boğaziçi’nde kıyıya çarpan bir dalga bile olamadık.
(Londra, Aralık 1983)