Yolu yarı etmişsen korkma,
Yaş elliyi aşmışsa aldırma,
Artık yaşasan da olur yaşamasanda;
Çünkü alışmışsındır varlığa da yokluğa da…
Bir düş fırtınası götürür seni
Uzak ülkelerin bahçelerine,
Orada ararsın geçmiş günlerini
Ve de doyumsuz esintilerini,
Ellerinle tutarsın
Kaybolan yılların en güzellerini;
Yaprakların döküldüğü güzlerini
İçine sindire-sindire
Duyarsın yaşarsın,
Altmışına-yetmişine
Merdiven de dayasan,
Seksenlere-doksanlara
Ulaşmanın özlemini duyarsın…
Değer mi ki bu kadar
Uzun ömürlü olmak?
Daha yaşamak, daha yaşamak
İçin çaba harcamak
Neyi değiştirebilir ki?
Nasıl olsa bir gün çıkacaksın
Bu sevimsiz yolculuğa…
Dünya sanki daha mı sevimli ki?
Eğer aşkları, çocukları, bulutları
Rüzgârları ve mavisi de olmasa,
Böylesine donuk, aldatıcı kahrı
Çekmeye değer mi ki?