BEN, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin…
BEN, yankısından kaçan çocuk kendi sesinin…
BEN, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
Allah’ın körebesi, cinlerin padişahı…
BEN, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
BEN tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların…
BEN, kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda…
BEN, başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir…
BEN Allah diyenlerin boyunlarında vebal;
BEN bugünküne mazi, yarinkine istikbal…
BEN, BEN, BEN; haritada deniz görmüş, boğulmuş;
Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş…
Hep BEN, ayna ve hayal, hep BEN, pervane ve mum;
Ölü ve Münker-Nekir, başdönmesi uçurum…