Şimdi bir sur gibi yıkılan gönül
Sevgi diyarının viranesidir.
Yalnızlık içinde sıkılan gönül
Hasret ateşinin pervanesidir.
Başından geçen hal bir mübtelanın,
Kanlı izleridir aynı belanın;
Aynı mecnun ile aynı Leylanın
Bu demde söylenen efsanesidir.
Görünce kaygunun azadeleri
Derhal olur ölüm amadeleri,
Dünyayı taşırır üftadeleri,
Her biri deliler divanesidir.
Dense delebinde mey bulunduğu
Yoktur bu uğurda mest olunduğu,
Çünkü o afetin bize sunduğu
Bir zehirli firkat peymanesidir.
Güya mezardan bugün çıkmış kadar
Saldırmış dünyaya acıkmış kadar,
Artık hissetmeden pek bıkmış kadar
Gönülden sevmenin biganesidir.
Güzelliği nurun değildir eşi,
Onu aydınlatan bir hırs ateşi;
başında gezdirse bile güneşi
Bence yine zulmet nişanesidir.
O hüsran yoluna saptıran güzel
Aşk mabedine put yaptıran güzel
Günlerce kendine taptıran güzel
Kafirler bezminin yeganesidir…