Derdim nice bir sinede pinhân iderim ben
Bir âh ile bu âlemi vîrân iderim ben
Âh ile komam dilleri zülfünde huzura
Cem’iyyet-i ağyarı perişan iderim ben
Cem’iyyet-i ağyarı ger itmezse perişan
Çerh-i feleği aksine gerdan iderim ben
Yâr olmayıcak zehr-i sitemdir bana bâde
Bilmem nice def-i gam-ı hicran iderim ben
Gûyâ ki olur didelerim ma’den-i yakut
Her gâh ki yâd-ı leb-i cânân iderim ben
Bu hâl ile avarelik el virse bana ger
Baştan başa dünyâyı gül-istân iderim ben
Nefi gibi yârana dimem dahi nazire
Yâ bu gazeli ziver-i dîvân iderim ben
Nefi
Günümüz Türkçesiyle
1.Ben derdimi yürekte daha ne kadar nasıl saklarım (saklayabilirim) ?
Bu dünyayı bir âh ile yıkarım ben, (bu âh ile derdimi de ortaya koyarım) .
2.Ah ederek, gönülleri senin zülfünde huzur içinde (rahat) bırakmam, Rakiplerin topluluğunu, huzurunu perişan eder, dağıtırım, bozarım ben.
3.(Bu hal böyle gider de) şayet (sevgilinin çevresinde toplanan) rakipler topluluğunu, huzurunu perişan etmezse, dağıtmazsa, bozmazsa, (O) feleğin çarkını tersine döndürürüm ben.
4.Sevgili (yanımda) olmayınca, bade (şarap) bana zulüm zehri olur,
(Şarap da zehir olunca) bilmem, ayrılık gamını nasıl giderebilirim, defedebilirim ben.
5.Sanki gözlerim (bir) yakut madeni olur, (ağlamaktan kızarır) , Her ne zaman ki sevgilinin dudağını anarım ben.
6.Şayet bu hal ile avarelik bana fırsat verirse, Dünyayı baştanbaşa gül bahçesi ederim ben.
7.Nefi gibi dostların şiirlerine de (artık) nazire söylemem, Ya da (söylersen) bu gazeli divanın süsü ederim ben.
Halil Erdoğan CENGİZ