Rûy-ı ikbal-i felek şimdi Celal’e döndü
Yine bin kan akacak daire-i çevrinde.
Geşti-i devlete mademki kaputan oldu,
Çok kürekler çeker evlad-ı vatan, devrinde.
Gitti amma Çırağan, geldi tedâbir-i harik,
Çıktı eski kovalar, kadroya girdi yeniler.
Öyle bollaştı ki her dairede şimdi kova,
Gelen erbab-ı mesâlih bile kullansa yeter.
1910
Sorulsun Sadrazam’dan, bizim çün varsa lütfetsin
Hududa tahta perde çekmenin imkân-ı icadı.
Alır ibret bugün enkaz-ı devletten nazar ehli,
Çıkınca Padişah tahta, Serasker oldu Bağdadî!
Ayasofya, 1912
Kalmadı beyninde ashâb-ı tarîkin ihtilaf,
Ehl-i hakkı birbirine toplayıp perkittiler.
Şeyh Bâkî rehber oldu bu sefer de hepsine;
İbn-i Süfyân’ı ziyaret çün ta Şam’a gittiler.
1915
Fırka parti diye halkın boğazından sıkarak
Milletin on senedir olmuş idi mengenesi.
Kazdığı çâh-ı belaya yine kendi düştü,
Örsünü, kıskacını…min Çingene’si.
1918
Lûtfi Fikri Beyefendi aklınca
Sözde boş torba ile at tutacak.
Bu tavassut babası uçmak için,
Zokayı kendi eliyle yutacak.
1920
Takma saç diş gibi dil de yapılır hem takılır,
Ederim Encümen âzası ile istidlal.
Câhicf in ağzı bu perçinle bozulmaz artık,
Yeni dil taktı ona Mahkeme-i İstiklal!
Sebeb-i rif’at olur maziye sebb ü teşni
Hu teşebbüs maraz-ı hırsım için şâfî mi?
İsterim ben de usulen çalışıp yükseleyim.
Babanın kabrine sıçsam acaba kâfi mi?
Beyoğlu, 1936
İngiliz devleti gösterdi bütün kudretini,
Şu Habeş meselesi bitti alındı ardı.
Dönmemiştir Britanya dediğinden çünkü
İngiliz dostu dokuz ton parayı kurtardı.
1936
Sokağa düşmüş olan bir iki parça eserim,
Kaybolunca bana gönlüm suratı asmıştır.
Bit-tesadüf iki eşek geçiyormuş oradan,
Birisi üstüne sıçmış öteki basmıştır!
îşte kanbur feleğin emriyle
Mihver’in çarkını kırdı devran.
Duçe’dir Akdeniz’in yüz karası,
Topyekûn ağzına sıçtı Yunan
Pendik, 1942