az sonra uyanır kiremit rengi ova
şeyler güne karışmak için yarışır
tamburdan havalanır rüzgarın şiiri
gözlerim yeter mi öte’yi okumaya
kaldığım yerde körüm
gittiğim yerde mahmur
ney saatleriydi eski sazlıkta
annem güneşten önce yükselir
ruhunu üflerdi çocuklarına
erken mi heves ettim makamımı duymaya
kaldığım yerde hüzzam
gittiğim yerde mahur
cümbüşü kimseler ciddiye almaz
nazla ağırlanırdı yaz akşamında
çinko çatılara tohum ve alaz
ey aşk bir kez yağdırsan olmayacaktım!
kaldığım yerde hoyrat
gittiğim yerde mazlum
öyle hatalar var beni mazur gösterir
bahçelerden geçirip aklar rengimi
üç erik ağacıyla bir kuyu arasına
gerilmiş tellerine asar sesimi
kaldığım yerde ölüm
gittiğim yerde kanun
kudüm vurdu dedim ki diril ömrüm
derin utta bendirde tefte diril
tanrıya görünmek hiç de zor değil
seyrediyor kendini sığ ayanalarda
kaldığım yerde adsız
gittiğim yerde m a l û m…