bir sırrım yok, kalbim açık bir kitab’a benziyor.
zor değil, aç oku.
tarih, sana bağlandığım günden itibaren başlıyor.
ne yapmışsın böyle kendinle?
sesini yeryüzüne bağışlayan kadın.
yeşeren ağacın gölgesini bana bırakıyorsun,
huzura erişmem için.
neden yeşil mürekkebi döktün?
seni çizdiğim o rengi.. sonra
ak, kara bir kadın’a dönüşürsün işte.
kim rüzgarın yolunu kesti?
yağmurun sesini, buğday gövdesinin ağırılığını,
yasemenlerin bağışlayıcı ruhunu?
kimin yüreği rüzgara yön veriyordu?
med-cezirlere?
gemilerin şarap, fildişi, nar arayışlarına?
sen fıncanımda görünmeden,
kimse kahve falımı okuyamaz biliyorsun.
ve hepimiz
her şeyi inkar edebiliriz
tanıdık dost kokusu haricinde..
ve hepimiz
her şeyi gizleye biliriz
içimizde adım atan o “kadın” haricinde..