Orada; denizin kenarında durmuş
Kızıl bir akşama bakıyordum
Hey dedim kendime nasıl olsa
Biraz sonra kapanacak gökyüzü
Ne bırakacak peki bakalım geride
Ayından yıldızından başka bana
Ben ki günün sonunda yorgun
Öylece düşerim gecenin koynuna.
Burası biraz karışık belki ama
Bir kenara da bırakacak değilim
Birçok şeyi içinde tutacak olan
Bu küsküyle yola çıkabilirim
Karşı çıkabilirim pekala
Birkaç söz edebilirim giderken.
Bana sorarsanız eğer kolay değil
Uzun bir savaşı beklemek kadar
Ömrü telef edecek ne var başka
Ne var başka sabırdan bir zırhla
Sığınacak muhkem bir kaleden
Ama şurası da bir hakikattir ki
Hiç bitmeyecek olan şeyin
Korkulacak tarafı kalmaz elbet.
Sanki kopacak gibi oluyor
Bir fırtına sanki ne olacaksa
Tabii seyri açısından elbette
Hesaba katmak gerecekse eğer
Öyle kolay olmayacak artık
Mehtabı böyle sere serpe
Keyfi şahane ile seyretmek
Değişecekmiş gibi her şey aniden.
Biraz tuhaf kaçacak ama
Açıksa söylenmiyor nedense
Sorulardan çıkacak olan şu
Can alıcı noktanın marifeti
Madem ki her şey müphem
Hesaba kitaba vakit olacak.
Her halükarda olması için
İmkansız bir şey değil elbet
Oradan bakınca laciverdi ufka
Gecenin sonunda ortaya çıkan
Kıvılcımlarında payı olacak çünkü
Önemli olan nasıl bakmaktır hayata
Yoksa boşa çıkar ömrün burada
Tutulan çetelesi kanı kaynatan ecza.
Ne var bunda diyeceksiniz belki de
Gece olmuşsa eğer yokuşa doğru bir
Karanlık çökmüşse üstümüze aniden
Neden telaş içinde olalım ki birazdan
Nasıl olsa yol gösteren yıldızın şavkıyla
Çıkacağız zorlukların içinden cesaretle
Öyle bakacağız aya bakacağız yıldızlara
Bozulmasın diyerek büyüsü aşkın.
Gene de diyorum ki böyle olursa eğer
Ateşi yakmaktan başka çare kalmayacak.
Çünkü burası ölüm gibi tutacak içimizi
Sarmalayacak etrafımızı bir gül ağzıyla
İçinden merhametler fışkıracak gülün
Gül ki kalbimizden çıkıyor dışarı
Muhteşem bir cazibenin ardından
Bize kalmış olan o mübarek zamandan.
14 Eylül 2002
10,17-Cumartesi