Cennetten kovulduğundan beri şeytan
ortalığı karıştırıp gülüyor boyna.
Böyle sürüp gitmemeli bu korku
önünü kesmek için mutlaka
bir yerden başlamak gerekiyor
oyunu bozmak için bir taktik
bir yol bir çıkış kapısı
vardır elbette.
yoksa ayaklar altında ezilen
zavallılar olarak fişlenmiş olacağız..
Kime koşarsanız koşun artık dert değil
ölüm kalım meselesi çünkü dünyanın
feryat figan eden gözü yaşlı kadınların
trajedi için ne kadar önemli oldukları
bir ırmağın taşması kadar gerçek iken
uzun bir koşu çileli bir hayatla birlikte
evi barkı da hesaba katacak olursak
yeryüzünün gölgesiz taraflarında
yaşamak için hiçbir şey kalmayacak
aşk olmasa eğer aşk çıkmasa yollara
harabeye dönen mecalsiz evlerde
kadınlar ki ustalıkla acıları yoğurur
enkazların arasında cesaretle oturur
ağıt yakar, göğsünü paralar, çocuk doğurur.
Bu trajedi bu ağır yükü insanlığın
bir korku olarak dolaşıyor çağımızda
meseleyi dert edinmiş olmak
hayatta kalmak için
bu zilletten kurtulmak için
direnmekten başka çaresi yok anlaşılan
kopartıp yalnızlıkları bir bir içimizden
duralım öyleyse cesaretle bizde
alevleri söndürmek için göğsümüzde
öyle ki çatlasın hırsından şeytan
köpüren bir dağ gibi karılsın önümüzde
Orada çıldırmış yalnızlıklar ortasında
ellerini iki yana açarak ey günahkar ruh
ey kötü zaman ey ölümsüzlük günü
şehri ayakta tutanlar
baldırı çıplaklar başıbozuklar
oyununu bozmak için şeytanın
şurada bir siper kazmak
burada karşı bir duvar olmak için
orada çıldırmış yalnızlıklar ortasında
direnenler ey haydi rast gele.
10 Mayıs 2002 -18 kasım 2002