aynalar, duydunuz mu kahrı kıskandıgımı
ona bile sessizce gülümsemis olmalı
söyleyin bu azaba derinden kandıgımı
gözüm dahi dokunsa gülüme, vurulmalı
gördügüm her dügünde “gelin”dir sanıyorum
gözyasım kezzap gibi akıyor yanagımdan
her sabah, uyandıgım rüyada yanıyorum
yalnızlık iki büklüm çıkıyor konagımdan
duyunca bir yapragın bir dalı seçtigini
bahçemdeki agaçlar atese dönüsüyor
takılan her yüzügün boynuma geçtigini
bilin artık aynalar; hücrelerim üsüyor
hep beni törpülüyor bu heyelan kuskusu
sanki O’nsuz kalmısım gögün yedi katında
bu derûnî aska mı kuruluyor her pusu
acaba gülüm mü var her duvagın altında
her sabah, yüzünüzde tebessüm görüyorum
O’na, umudunuzdan bile toz konmayacak
her aksam, mahkûm olup zindana giriyorum
aynalar, ben ölmeden, mumunuz yanmayacak