İnce narin kanatlı uçurtmadır kalbin
Duru yağmurlarda yıkanmış şair nefesi kokan
Bir şebnemsin ki, Şems’le buluşur güneşin bahçesinde
Yaprağına düşersin saklı kalan acıların
Mevlana’dır gözbebeklerinde ay
Döner gün boyu dalgın
Ateş olur hüznün şahdamarında
Pembe kuşkular gördüm avuçlarında akan
Saçlarını ören mahcup cihangir
Pembe mızrak taşır bakışlarında
Bilmezsin ki, seher vakti Kubbe-i Hadra’dan
Bir bumerang gibi yükselen çığlıkların
Parçalanır, hatıralarda sessiz
Bekler doğuşunu karanlıkların
Tebessümün ne kadar mumdanmış öyle
Yıldızlar çiçek kokluyor
Natürmort çizgilerinde yüzünün
Bir ter damlasında pırlantalar
Akkor bir göz oluyor ardın sıra
Şehzade yalnızlığı içindesin, elçiler
Hünkâr kırmızısı yanılgılarla gelmiş
Sürgün bir ah ve çile
Pembedir hangi rüzgâr dokunuyorsa tenin
Nasıl şuh bir ayin ki gamzelerinde renkler
Duru bir süreyyadır tenhada gölgen bile